Başbakan Tayyip Erdoğan, Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerini değerlendirirken, kampanyalarını Türkiye'nin AB üyeliği üzerine kuran liderlere, "Türkiye'nin büyüklüğünü perdeleyemezsiniz, bugün kutlama yaparken yarın tarih önünde hesap verirsiniz" mesajı gönderdi. Başbakan, AK Parti grubunda ağırlıklı olarak, milliyetçi partilerin yükselişiyle sonuçlanan AP seçimlerini değerlendirdi. Erdoğan şu mesajları verdi:
Tarihin en düşük katılımlı seçimi yaşandı. Seçim sürecinde adayları, hatta bazı ülkelerin liderlerini Türkiye tartışmaları etrafında kampanya yaparken gözlemledik. Ortaya çıkan tablonun da Türkiye'nin üyeliği boyutuyla olumsuz değerlendirildiğine şahit oluyoruz. AP'deki sandalye dağılımı, AB'nin temel politikalarının, hedeflerinin gidişinde bir değişim yaşanmasına fırsat vermez, bu anlama gelmez.
Türkiye'nin üyeliği sınır tartışmalarıyla göz ardı edilebilecek, arka plana atılabilecek bir konu değildir. Türkiye'nin büyüklüğüne, siyasi, stratejik ağırlığına, kültürel önemine yönelik hazımsızlıkları perdelemeye çalışanlar beyhude çaba içine girerler, AB'nin küresel bir vizyona ulaşmasına engel olurlar. Bu mızrak her şeyden önce bu çuvala sığmaz. Küçük düşünerek büyük ideallere ulaşılmaz. Siyasi hesaplarla ayak oyunları yaparak AB küresel bir güç haline getirmez. Bugün günü kurtarma derdinde olanlar yarın bu sorumsuzluklarının hesabını tarih önünde veriler. Biz üyelik kriterleri için üzerimize düşeni yaptık, yapıyoruz.
KIRMIZI KLASÖR
Yolsuzluğa tevessül edenlerle mücadelede en küçük bir tedirginliğimiz, en küçük bir çekincemiz olmadı. Elinde dosya olan mı var, hemen hukuka taşısın. İddiası olan varsa buyursun, savcılara bu iddialarını belgeleriyle tespit etsin, ama bunun istismarını yapmasın. Seçim meydanlarında ellerinde kırmızı klasörleri sallayanlar o klasörlerin içeriğini açıklamadılar, o klasörlerin AK Parti ile olan ilgisini, ilişkisini açıklamadılar. CHP, Hazine yardımı usulsüzlüğüyle halen yüzleşmedi. Şimdi kalkmışlar bize çamur atıyorlar. Üzerimizde tutmaz, durmaz, bizi kirletmez.
YENİLEME SEÇİMİ
Bakınız bizim bu süreçte en son ihtiyaç duyacağımız şey gerilimdir, gereksiz tartışmalardır. Belirsizliğe zemin hazırlayacak açıklama ve girişimlerdir. Hiç kimsenin Türkiye'yi yerinde saymaya mahkûm etme hakkı yoktur, olamaz. Hiç kimsenin on yıllardır devam eden kronik meseleleri Türkiye'nin değişmez kaderi olarak görmeye, göstermeye hakkı yoktur, olamaz.
(
Yenileme seçimleri) CHP'ye 23 puan fark attıp yüzde 43 oy aldık. AK Parti, CHP ve MHP'nin toplamından 11 puan daha fazla oy almıştır. Böylece 29 Mart'tan sonra AK Parti düşüşe geçti diye düğün bayram yapan, toplumumuzu yanıltmaya çalışan kesimlerin nasıl bir kandırmaca içinde olduklarını çok geçmeden açığa çıkmıştır. Seçim yapılan Sakarya- Akyazı'da ortaya çıkan sonuç ise çok ilginçtir. Biz 11 bin oy alırken, ana muhalefet partisinin aldığı oy 139'dur. Burası çok daha anlamlıdır herhalde, buranın üzerinde düşünülmesi lazım. Erdoğan, grubun basına kapalı bölümünde açıklanan buğday taban fiyatını yetersiz bunan Karaman milletvekili Mevlüt Akgün'ü hesabını iyi yapmamakla eleştirdi. Bunun üzerine Akgün de , "Doğrudur efendim, haklısınız" yanıtını verdi.
SARKOZY VE MERKEL'E MESAJ
BAŞBAKAN Erdoğan önceki gece atv'de katıldığı "Başbakan'la Gündem" programında da, Fransa Cumhurbaşkanı Nicola Sarkozy ile Almanya Başbakanı Angela Merkel'e sert eleştiriler yöneltti: "AP seçimlerinde üzüldüğümüz nokta bir ayrımcılığın, yabancı düşmanlığının yapılmış olmasıdır. Hele Sarkozy'nin açıklamaları, Obama'nın ziyaretinde, bizim AB'ye girişimizle ilgili kendisine bu konuyla ilgili düşüncelerini söylediğinde, ona yaklaşım tarzı şık değil. Sarkozy ile bir araya geldiğiniz zaman farklı, ayrıldığınız zaman bambaşka. Bu tabii insanı şaşırtıyor. Özellikle Kennedy'nin 'Fazilet Mücadelesi' adlı eserinde bazı tespitleri var. O tespitlerde siyasetçinin dürüstlüğü üzerinde özellikle vurgu yapar. Siyasetçinin dürüst olması çok ama çok önemli. O mücadeleyi verdiğiniz sürece halk sizi tutar, vermediğiniz sürece halk sizi tutmayacaktır, sizden kopacaktır. Sarkozy nerede durursa dursun, bizi ilgilendirmiyor. Biz nerede duruyoruz, bizim için bu önemli. Biz bu adımımızı bu kararlılıkla atıyoruz. Aynı şeyi Sayın Merkel için de görüyorum. Kendilerine bunları net söyledim. Bir gün ben de emekli olacağım, bu siyasetten çekileceğim. Sarkozy, Merkel ilânihaye orada kalacak değil. Sarkozy de bir gün gidecek. Ama bizler geride hoş sedalar bırakmak durumundayız. Böyle bakıldığı zaman Türk milletinin Sarkozy'ye belki de Fransa'ya bakışı değişecektir.''