İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın Silopi'de 34 PKK'lının karşılanması sırasında yaşananlara yönelik yaptığı eleştiriye Demokratik Toplum Partisi (DTP)'nden cevap geldi.
Hükümetin açılımdaki kararsızlığı ve iradesizliğini DTP'yi suçlayarak kamufle etmeye çalıştığını iddia eden parti yönetimi, İçişleri Bakanı Atalay'ın açıklamalarını ise talihsizlik olarak değerlendirdiklerini açıkladı. DTP Genel Merkezi'nden yapılan yazılı açıklamada, Kürt sorununun barışçıl çözümü için kamuoyunun ve halkın aylardır beklediği açılım konusunda cesur ve kararlı olması gereken hükümetin milliyetçi odakların tehditlerine boyun eğerek ciddi bir geri adım sürecine girdiği ileri sürüldü.
İçişleri Bakanı Atalay'ın "DTP açılım sürecini tahrip etti" diyerek partilerinin hedef alınıp suçlandığının savunulduğu açıklamada, "Bu sözleri bir talihsizlik olarak görüyor ve değerlendiriyoruz. Bu durum hükümetin, açılım konusunda yaşadığı kararsızlığını, iradesizliğini ve şaşkınlığını DTP'yi hedef alarak kamufle etmeye çalıştığını göstermektedir. Oysa gerçekler gün yüzü gibi ortadadır. Her şeyden önce biz, DTP olarak sürecin bittiğini veya tahrip olduğunu düşünmüyoruz. Bütün engellemelere ve sabote girişimlerine rağmen hükümetin kararlı ve iradeli durması halinde bu sürecin kesintiye uğramadan sürdürüleceğine inanıyoruz. Ve bu noktada en kararlı duran, sürecin barış sürecine evriltilebilmesi için en fazla demokratik mücadeleyi veren parti, DTP'dir. Bu gerçeği bir yana bırakıp, sürecin tahrip olduğunu söyleyerek geri adım atmak hükümetin demokratik açılım konusunda ne denli samimi, cesur ve kararlı olduğunu göstermektedir." denildi. Açılımı engellemeye çalışanların CHP ve MHP başta olmak üzere savaşta ısrar eden odaklar olduğu iddia edilen açıklamada, hükümetin de aynı söylemi kullanarak bu odakların dümen suyuna gittiği ileri sürüldü. "Bir kez daha altını çizmek ve kamuoyunun dikkatlerine sunmak istiyoruz ki sürece zarar veren ne barış grubunun gelişi, ne de DTP'nin barışta olan ısrarıdır." denilen açıklamada, şu görüşlere yer verildi: "Aksine süreci sıkıntıya sokan barış grubunun gelişini hazmedemeyen, bunu bir provokasyona dönüştürmeye çalışan milliyetçi odakların kışkırtıcı, tahrik edici söylem ve açıklamaları ile bundan ürken hükümetin geri adım atma yönündeki tutum ve yaklaşımlarıdır. Süreci kesintiye uğratan; başlangıçta 'Bedeli ne olursa olsun asla geri adım atmayacağız' diyen Sayın Başbakan'ın 'Gerekirse sil baştan yaparız' noktasına gelmiş olmasıdır. Hükümetin, demokratik açılım projesini bir türlü parlamentoya getirmemiş olması, yaşanan belirsizliğin en önemli nedenlerinden biridir."
"DİYALOGSUZLUK HALEN SÜRMEKTEDİR"
Bingöl'de gerçekleştirilen operasyonlarda 5 teröristin öldürülmesinin hatırlatıldığı açıklamada, şöyle denildi: "Hükümet bu konuda kararını vermek zorundadır. Eğer yaşatma politikasından yana ise, bunun gereğini yerine getirmelidir. Bir noktanın daha, demokratik kamuoyu ve halkımız tarafından net olarak görülmesi gerekmektedir. Hükümet, başından bu yana açılım konusunda esasa dair DTP'yle herhangi bir siyasi muhataplık geliştirmemiştir. Bu diyalogsuzluk halen sürmektedir. Hükümetle-DTP arasında herhangi bir görüşme söz konusu değildir. Hükümete çağrımızdır; buyurun kürt meselesini meclis gündemine getirin görüşlerimizi o çatı altıda açık açık tartısalım buyurun DTP ile diyalog başlatın meselenin esasları konusun da tüm yönleriyle konusalım ve kamuoyuna açıklayalım . Sorumlu liderliğin gereği budur. Süreci karşılıklı adımlarla ilerletelim. Bilinmeli ki Kürt meselesi tek taraflı kaldırılamayacak kadar ağır hale gelmiştir. Kamuoyu bilmelidir ki demokratik çözüm ve barış sürecinin ilerletilmesi için DTP olarak bizler sorumluluklarımızın gereklerini yerine getirme çabası içerisinde olmaya devam edeceğiz. Buradan bir kez daha hükümete çağrıda bulunuyoruz. DTP'yi suçlayan, hedef haline getiren ve yaşanan sorunların sorumlusu gibi gösteren yaklaşım ve dili terk ediniz. Partimizi hedef alan açıklamalarınız, parti grubunuzdan siyasi nezaket dışı ve siyasi etik dışı söylemlerin gelişmesine yol açmaktadır. Bu tür çirkin yaklaşımlar süreci olumsuz etkilemektedir. Bu da hükümetin giderek kontrolü kaybettiğini göstermektedir. AKP Kahramanmaraş Milletvekili Cafer Tatlıbal'ın bugün gazetelerde yer alan ahlak dışı sözlerinin sorumlusu AKP Hükümeti'dir. Böylesi bir seviyesizliğe karşı hukuki süreci başlatacağımızı belirtiyor, AKP'yi de partimizden özür dilemeye çağırıyoruz