Özlem Tunca, yıllardır özel bir televizyon kanalında gezi programı yapıyor. Dünyanın dört bir yanını gezen Tunca, nisan ayında doğum yaptı. Doğum anına kadar ve sonrasında da gezmeyi bırakmayan Tunca'nın oğlu Yakupcan, artık seyahatlerde annesinin başkonuğu... Hamileliği sırasında 16 ülke gezen Özlem Tunca'nın, dört aylık oğlu Yakupcan şimdiden en küçük gezgin olarak kendi hayran kitlesine sahip. Özlem Tunca ile bebekle gezmenin detaylarını, oğluyla birlikte bir seyahat programı sunmanın artılarını eksilerini konuştuk
- Hamile olduğunuzu öğrendiğinizde 'Eyvah gezemeyeceğim' diye paniğe kapıldınız mı?
- Hamile olduğumu öğrenince hiçbir şekilde gezmekten vazgeçmeyeceğimi biliyordum. Vazgeçmedim de... Rutin hayatıma, işlerime devam ettim. Doktor izninde çekimlere çıktım. Ne hareketimden, ne de sporumdan ödün verdim. Kafaya hiçbir şey takmadım. Evde kalıp kendimi dinlemedim. Evhamlanmadım. Doktor bile çok şaşırıyordu bu hallerime. Sakınan göze çöp batar, ben hiç sakınmadım. Hamileliğim boyunca yediklerime çok dikkat ettim. İşlenmiş gıda yemedim. Bol bol sebze, meyve yedim. Beyaz ekmek yerine tahıllı ekmek ve ağır tatlılar yerine sütlü tatlılar tükettim. Şerbetli tatlılar, çikolata, hamur işleri yemedim. Porsiyonları yarım yedim. Ve sadece 7 kilo aldım. 48 kilo hamile kaldım, doğuma giderken 55 kilo idim. Yakupcan zaten 3.5 kilo doğdu. Doğumdan sonra öyle aşırı bir şişmalığım da olmadı. Durum böyle olunca hareketlerim de çok kısıtlanmadı. Yani seyahat etmenin önünde ne sağlık ne de kilo engeli vardı....
- Olmayacak bir ülkede aşermediniz mi?
- Hamileliğim boyunca aşermedim sadece bir kez canım karpuz istedi, yedi aylık hamileydim ve o sırada Etiyopya'daydık. Ve şansıma da karpuz vardı. Şans işte...
- Hamileyken kaç ülke gezdiniz?
- Hamileyken 16 ülke gezdim. Hamileliğin 36. haftasına kadar doktor iznim vardı. 38. haftada da doğurdum. Yani sonuna kadar gezdim diyebilirim. Filde safariden tutun, Dubai çöllerinde tura kadar her şeyi yaptım. Ekvador'dan, Nepal'e, İskoçya'dan Afganistan'a dünyayı dolaştım... Doğum Ankara'da oldu.
- Doğumun ardından çekimlere ara verdiniz mi?
- Doğumdan sonra çekimlere son hız devam ettik, bu kez yanımızda minik bir asistanımız vardı. O da artık bir ekran yüzü oldu. Şimdiden hayranları var. Benden çok onu sorar oldular. Hayat ve seyahat onunla çok daha keyifli oldu.
FAZLA EVHAMLANMAYIN
- İşiniz gereği zaten geziyordunuz. Üstüne bir de bebeğiniz olunca gezmek nasıl bir hal aldı?
- Bebekleriyle gezmek isteyen insanlar ürkmesin! Bebekle gezmenin birçok avantajı var. Doktorlar bebeklerin evde hapis olmaması gerektiğini ve bol bol dışarıya çıkarılarak hava alması, gezdirilmesi ve dış dünya ile ilişki kurması gerektiğini söylüyor. Biz de bunu sonuna kadar yaptık, hatta abarttık! Bebeğimiz 15 günlükken şehir dışına, 40 günlükken yurtdışına uçakla seyahate çıkardım. Uçakla seyahatin bebekler açısından sakıncası yok. Bebekle gezmek aslında çok keyifli. Sadece nereye gideceğinize doğru karar vermeniz gerekiyor.
- Nasıl mesela?
- 40 günlük bebekle Afrika'ya veya aşırı hava değişikliği olacak yerlere gitmenizi önermem. Asıl önemli olan fazla evhamlanmamak. İnsan kafasına bir şeyi takarsa olmayacağı varsa da olur. Fazla düşünmemek lazım. Benim en büyük avantajlarımdan biri de bebeğimi sadece anne sütü ile beslemem oldu. Anne sütü öyle mucizevi bir gıda ki bebeği doyururken dışarıdan gelecek her türlü hastalığa karşı bünyesini koruma altına alıyor. Emziren annelere tavsiyem yanlarında muhakkak bir emzirme önlüğü bulundurmaları... Bebeğiniz aniden acıkabilir. Bu önlüklerle her yerde rahatlıkla emzirebiliyorsunuz; arabada, uçakta, otobüste, gemide, restoranda...
- Seyahat tamam da, bebekle birlikte iş nasıl yürüyor?
- Hayatımı, uyku saatlerini, emzirme saatlerini ve çekim saatlerini öyle bir ayarladım ki hiçbir şey aksamıyor. Bu en büyük şansım. Tabii yaklaşık yedi yıllık gezgin olmanın verdiği bir tecrübe de var. Bu tecrübe bana çok fayda sağladı.
- Bebekle gezeceklere bir altın tavsiyeniz var mı?
- Bebekle gezeceklere en büyük tavsiyem hayatlarını bebeğe göre çok iyi organize etmeleri. Sonra her şey saat gibi ilerliyor. Bir de kulaklarının tıkanmasını engellemek için uçakta bebeklerini emzirsinler...
- Hangi ülkeler bebek dostu?
- Yakupcan şimdiden beş ülke gördü. İkinci ayına Yunanistan'da, üçüncü ayına Hollanda'da girdi. Yunanistan, Gürcistan, Rusya, Hollanda, Fransa'yı Yakupcan'la gezdim. Şunu söyleyebilirim; Avrupa ülkelerinin tamamı çocuk dostu. Çocuklar ve bebekler için çok güzel imkanlar var. Özellikle nüfusu az olan ülkeler aileleri bebeğe teşvik etmek için çok güzel imkanlar sunuyor. Avrupa bu konuda başarılı. Bebekle rahat edebiliyorsunuz.
- Yakupcan'la birlikte rotalarınız değişti elbette...
- Şimdilik rotalarımız değişti. Ama altı aylık olduktan sonra daha farklı rotalara çıkacağız. Afrika'ya, Uzak Asya'ya, Latin Amerika'ya gezilerimize devam edeceğiz.
BEBEKLE GEZMENİN AVANTAJLARI VE DEZAVANTAJLARI
Bebekle gezmek hem anne hem de bebeği için çok avantajlı. Bebek anneden ayrı kalmıyor. Annenin de gözü arkada kalmıyor.
Bu geziler sayesinde bebek dış dünyaya ve aile yaşamına daha kolay adapte oluyor.
Gündüz gezerken yorulan bebek, gece mışıl mışıl uyuyor.
Bebekler gezerken çok mutlu oluyor. Çünkü yeni şeyler keşfetmek, etrafı seyretmek çok hoşlarına gidiyor.
Bebek, yeni yüzler görüyor, insanlara alışıyor.
Bağışıklık sistemi güçleniyor.
Gelelim dezavantajlarına; malzemeniz çok oluyor. Bunun basit bir çözümü var; kendi kişisel eşyalarınızı azaltırsanız bu sorunu da çözebilirsiniz.
Bazı adrenalin dolu sporları, macera turlarını artık gerçekleştiremezsiniz.
Bebeği emanet edebileceğiniz bir yakınınız yoksa bazı aktivitelerden mahrum kalabilirsiniz. Geçen Amsterdam'ı bisikletle gezmek istedik ama Yakupcan henüz yedi aylık olmadığı için, bisikletin bebek oturma kısmına oturamadığından bu planımızı rafa kaldırdık.
Annelerin pratik olması şart! Kısa bir tur bile olsa muhakkak yanlarına yedek bez, yedek kıyafet almaları gerekiyor.
BEBEKLE GEZMENİN PÜF NOKTALARI
Bebekli ailelere bebeklerini eve hapsetmemelerini öneriyorum. Bebek ağlayacak, çevre rahatsız olacak diye düşünmemeli.
Yakupcan doğduktan sonra ilk tercihimiz temiz ülkeler oldu. Temiz derken, salgın hastalıkların, çevre kirliliğinin olmadığı ülkeler. Sonra hava şartlarına baktık.
Bebekle bu mevsimde gidilebilecek en güzel yer Avrupa.
Gittiğimiz yerlede otellerin temiz ve güvenli olmasına özen gösterdik. Anne sütü ile beslediğimden dolayı yemeklere de çok önem verdim. Hiçbir öğünümü atlamadan, ülkelerin yöresel yemeklerini tadarak yemeklerimi yedim.