Türkiye son 15 yılda turizmde sessiz bir devrim gerçekleştirdi. Stratejik hamlelerle dünyanın en büyük turizm ülkelerinden biri haline geldik. Avrupa'nın en çok 5 yıldızlı oteli olan ülkeyiz. Sadece Antalya'daki 5 yıldızlı otel sayısı İspanya ve Fransa'daki 5 yıldızlı otel sayısından daha fazla.
Tüm olumsuzluklara rağmen geçen yıl 32.5 milyon turist geldi. Ülkemizin turizmdeki gücü rakamları aşan bir özgül ağırlık taşıyor. Neden mi? Çok basit çünkü Türkiye'nin bir hikayesi var.
Bugün ulaşılan seviyeyi daha iyi anlayabilmek için geçmişe bakmak lazım. Cumhurbaşkanı Turgut Özal "Türkiye'deki turistik belegeli yatak sayısı Yunanistan'ın Rodos adasının gerisindedir" demişti. Bu sözün üzerinden 27 yıl geçti. 2015'te ülkemize 38 milyon turist geldi. İnsan, inanamıyor. Ortada muhteşem bir başarı öyküsü var.
Turgut Özal'ın turizm konusunda yaptıkları ve vizyonu biliniyor. Türkiye bugün dünyanın en büyük turizm ülkelerinden biri haline geldiyse bunu Özal'a ve Recep Tayyip Erdoğan'a borçlu.
Tam bu noktada yaşanmış bir öyküyü aktarmak isterim. Yıl 1991. Belek henüz turizme açılmamış. Başbakan Turgut Özal, Antalya Valisi Saffet Arıkan Bedük beye talimat veriyor. Belek'in turizme açılması için alt yapı çalışmalarını hızlandırmasını istiyor. Ancak Antalya'daki havalimanı yetersiz. Özal yeni bir havalimanı yapılmasını istiyor.
1991 senesinde Antalya Havalimanı'nın yeni terminal binasının temel atma töreni yapılıyor. Özal temel atma töreni sırasında diyor ki "5 milyon yolcu kapasiteye sahip bu havalimanı dünyanın en önemli havalimanlarından birisi olacak. Hedefimiz Antalya havalimanına 2 milyon yolcunun inmesidir."
50 MİLYAR DOLAR GELİR HEDEFİ
?2017'de Antalya Havalimanı'na tam 12 milyon turist geldi. Hayaller gerçek oldu. Özal'ın 2 milyon hedefi kısa sürede aşıldı. Şimdiki hayalimiz 2023 senesinde Antalya'ya 20 milyon turistin gelmesidir. Her şey hayal etmekle başlıyor. Çinliler "Dünyanın en uzun yolculuğu, bir küçük adımla başlar" diyor.
AK Parti döneminde yakalanan istikrar sayesinde Türkiye dünyanın turizm devleri arasına girdi. Turizmde, küresel bir başarı öyküsü yazdı. 2016 senesinde yaşanan krizi saymazsak dünyada en çok turist gelen altıncı ülkeyiz. Gelir bakımından ise 12. sırada yer alıyoruz.
2016'da yaşanan sorun bir yıl gibi çok kısa sürede atlatıldı. 2017'de ayağa kalkıp yeniden yürümeye başladık. 2018 ise koşma ve rekorları egale etme yılı olacak. Bu yıl hedefimiz 40 milyon.
15 yıl sonra Turizm Şurası'nın yapılması çok önemliydi. Birinci Turizm Şurası 1998 senesinde Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel döneminde yapıldı. İkinci Turizm Şurası 2002'de Turizm Bakanı Mustafa Taşar döneminde yapıldı. Üçüncü Turizm Şurası ise Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan himayelerinde gerçekleştirildi.
Turizm şurasında alınan stratejik kararlar, ortak akıl toplantılarında yapılan değerlendirmeler, şuraya hakim olan kurmay zeka ve Bakanımızın koyduğu hedefler Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın belirttiği "2023 yılında 50 milyon turist, 50 milyar dolar" gelir hedefine ulaşılacağını ortaya koyuyor.
Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Hüseyin Yayman
TURİZM KAZANDIRIYOR
?Yayman'ın turizm sektörünün önemine ilişkin olarak verdiği rakamlar şöyle:
"Turizm ekonomisinin Türkiye'nin Gayri Safi Milli Hasılası içerisindeki payı yaklaşık yüzde 12. 2015 yılında döviz cinsinden Türkiye'ye kazandırdığı ise yaklaşık 34 milyar dolar ve turizm ekonomisinin yarattığı doğrudan istihdam yaklaşık 2.1 milyon kişidir. Türkiye'deki istihdamın yüzde 8.2'sini turizm ekonomisi oluşturuyor.
Türkiye 2017'de otomotiv sektöründen 21 milyar dolar, turizmden ise 32.5 milyar dolar döviz kazandı. Ayrıca turizm mutluluk aşılayan bir sektör. Sektörümüzle yeni bir başarı hikayesi yazacağız."
GASTRONOMİ DE VAR KÜLTÜR DE...
Üçüncü Turizm Şurası'nın ana teması 'pazarı ve ürünü çeşitlendirmekti'. Yayman da bu alanda çalışmalar yapılması gerektiğinin altını çizdi:
"Pazarı çeşitlendirmek bağlamında bakanlığımızın Hindistan, Çin, Japonya, Körfez pazarlarına yönelik hamleleri takdire şayan. Arap dünyasının Türkiye ilgisini zaten biliyoruz. Türkiye'nin, dünyanın en büyük açık hava müzesi olduğu düşünülürse turizmde kat edilecek daha çok mesafemiz var.
Türk dizilerinin ve Türk lezzetlerinin şanını dünya biliyor. İnanç ve kültür turizmi konusundaki potansiyel ise herkesin malumu.
Şurada en çok üzerinde durulan hususlardan biri de tanıtım oldu. Dijital tanıtım mecralarına ağırlık verilmesi oy birliğiyle kabul edildi.
Ürünü çeşitlendirmek anlamındaysa Türk turizminin 'deniz-kum-güneş' parantezinin dışına çıkıp kültür, tarih, inanç, sağlık, yayla, gastronomi, kongre, termal, kış ve spor turizmi konusunda adım atma zamanı geldi de geçiyor bile."
