Adaleti simgeleyen 'Adalet Tanrıçası' figürünün üç temel unsuru vardır: 1) Bir elinde terazi, 2) Diğer elinde kılıç bulunur, 3) Ve gözleri kapalıdır .
Teraziyi ve kılıcı anlıyoruz.
Peki, gözler niye kapalı?
Çünkü yargıç karar verirken ' yargılananın kimliğine' bakmayacaktır.
"Bu akrabam; iltimas geçeyim" ya da "Şunu sevmiyorum, cezalandırayım" demeyecektir.
Gözleri kapalı, yani ' tarafsız' olacaktır ki adaleti sağlayabilsin.

***
Bizde ise olay şudur:
Anayasa Mahkemesi'nin 47'nci kuruluş yıldönümü cuma günü yeni binasında kutlandı.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Meclis Başkanı Köksal Toptan, Başbakan Tayyip Erdoğan ve AYM Başkanı Haşim Kılıç ; Türk tipi, yeni Adalet Tanrıçası önünde gülerek poz verdi.
Hiçbiri, ' Nedir bu garabet' demedi!
Belli ki göğsüne ayyıldız kondurulmuş, gözleri açık "Adalet Bacı" heykeli, hepsinin hoşuna gitmişti.

***
Bu olay Türkiye'de adaletin olmadığının ve olmayacağının işaretidir.
Ülkenin en yetkili, en etkili sivil şahıslarının hukuktan hiç anlamadığını kanıtıdır.
Çünkü gözleri açık bir Adalet Tanrıçası olmaz! Gözlerin açıklığı, ' Ben tarafım, yargılananın kimliğine bakarım' demektir.
Ay-yıldız ise ' Hukukun evrensel kuralları beni ilgilendirmez; ulusalım, yerelim' anlamına gelir.
Evrensel hukuka aykırı olan Adalet Bacı, Anayasa ile de çelişir.
Çünkü imzaladığımız uluslararası antlaşmalar kanun hükmündedir.
Bunun pratik sonuçlarından biri, parçası olduğumuz Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'dir.
Genç yargı elemanlarını evrensel hukuka göre yetiştirmeye çalışırken, AYM binasına Adalet Bacı'yı dikmek tam bir aymazlıktır.

***
Gül ve Erdoğan gibi, 'gözleri açık yargıdan' çok çekmiş kişilerin, bu heykel karşısında gülerek poz vermeleri, yaşadıklarının özünü kavramadıklarına işaret eder.
O heykel, Mahmut Esat Bozkurt zihniyetine yakışır. Hemen kaldırıp Ömer Faruk Eminağaoğlu'na ya da Nusret Demiral'a vermek ve yerine adaletin has simgesini koymak gerekir.