Türkiye'nin en iyi haber sitesi
EMRE AKÖZ

Suriye aynı zamanda Rusya'dır!

Medyada ciddi bir Rusya ve Rusça açığı var. Var da ne oluyor? İşte ne olduğunu, bölge siyasetini anlamada medya olarak nasıl geri kaldığımızı, Suriye ile aramızdaki uçak krizinde apaçık gördük.
Neyi anlayamadığımıza geçmeden önce küçük bir anımı anlatayım:
Geçen yıl, Prof. Hüsamettin Koçan'ın Bayburt'un uzak bir köyünde kurduğu, belki de dünyada bir başka örneği bulunmayan Baksı kültür sanat merkezine gitmiştik.
Baksı'nın güneşli sabahları şahanedir. Erkenden kalktım. Dışarı çıktım. Acaba başka uyanan var mı diye düşünürken, baktım siyaset bilimci Mensur Akgün, haber ve yorumları tabletinden okumaya başlamış bile.
Genellikle hangi sitelere baktığını sordum: Saydıkları arasında İngilizce yayın yapan bir Rus sitesi de vardı. Bunu duyunca Akgün'ü takdir ettim.
Niye? Çünkü bizde birçok siyaset bilimci olaylara Batı'nın perspektifinden bakan kaynakları kullanır: O perspektife de ister istemez ABD'nin, NATO'nun, İngiltere'nin ya da Almanya'nın çıkarları sinmiştir.

Tartus'u sakın unutma
Peki ya "karşı taraf" ne diyor, ne istiyor, olayları nasıl yorumluyor? Bunu biliyor muyuz?
Bugün uçak krizi hakkında öyle laflar ediliyor ki aymazlığın dik alası!
Hamaset edebiyatının nadide örnekleri medyayı donatmış durumda: Şöyle vururmuşuz da, böyle vururmuşuz da...
Lafı dolandırmadan söyleyeyim: Rusya'yı ikna etmeden hiçbir şey yapamazsın arkadaş!
Çünkü Rusya için Suriye çok önemli bir ülke. Nedenini şimdilik bir örnekle anlatayım:
Suriye'nin Akdeniz kıyısındaki liman kenti Tartus'ta bir Rus üssü var. Burada sadece Rus donanmasının gemileri bulunmuyor. Çok daha önemlisi, Ruslar, diğer ülkelerin Doğu Akdeniz'deki faaliyetlerini buradan izliyor ve dinliyor.
Tartus, Rusların Akdeniz'deki tek üssü. Onu kaybederlerse, bölgedeki varlıklarını da yitirecekler.
Peki, Suriye'de bir rejim değişikliği meydana gelirse ne olacak? Ne olacak, Rusya'nın üssü elinden gidecek.

Rusya'yı ikna edebilir misin?
Rusya dediğimiz koskoca bir ülke... 1947'den 1991'e, yani Soğuk Savaş döneminde ABD ile aşık atmış bir devletten bahsediyoruz.
Sonra dağıldı, güçten düştü... Ama muazzam doğalgaz ve petrol rezervlerini kullanarak tekrar güçlenmeye başladı.
Rusya'nın himayesindeki bir Suriye'ye "açıktan açığa" dokunmak kolay mı? Çocuk oyuncağı mı bu?
Hiç beklemediğin yönden, hiç beklemediğin bir anda öyle bir darbe alırsın ki feleğin şaşar.
Suriye ile "baş başa" kalsak sorun değil: Türkiye'nin gücü elbette rakibinden fazla...
Ama işte hemen NATO'ya başvurduk; çok da iyi yaptık: Çünkü Suriye sadece Suriye değil... Biraz abartarak söylersek orası aynı zamanda Rus toprağı! Dolayısıyla bizim de Batılı müttefiklerimizi arkamıza almamız gerekiyordu.
Özetlersek... Suriye yönetimini dize mi getirmek istiyorsunuz? İki yöntem var:
1) Rusya'ya, rejim değişikliğinden sonra, Suriye'deki çıkarlarına hiçbir halel gelmeyeceğine dair söz vereceksiniz ki bu sözü ancak ABD verebilir... Ama bence Rusya inanmaz.
2) Ya da bir süredir yapıldığı gibi, iç karışıklık çıkarmaya çalışacaksınız ki Esad rejimi, Rusya ve İran'dan aldığı güçle sonuna kadar direnecektir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA