EMRE AKÖZ

Unutulmaz bir tezgâh

AK Parti adayının cumhurbaşkanı seçilmesini engellemek için envai çeşit fırıldağın çevrildiği bir yıldı 2007...
Cumhuriyet Mitingleri, 367 hokus pokusu, elektronik muhtıra abukluğu... Bu saldırılar karşısında AK Parti seçim kararı aldı, Abdullah Gül de adaylıktan çekildi.
Seçimden önce devreye sokulan tezgâh ise Türkiye siyasetindeki antidemokratik mekanizmaları anlamada ders gibidir. Özetle şöyle:
O dönem, şehit sayısında aniden bir artış olmuştu. Neredeyse her gün bir şehit haberi almaya başlamıştık.
Güneydoğu'da şehit düşen askerlerin naaşları memleketlerine gönderilmeden önce, havaalanında toplu tören düzenleniyor... Şehitlerin bayrağa sarılmış tabutlarını yan yana dizilmiş halde gösteren fotoğraflar, ertesi gün gazetelerde "çarşaf çarşaf" yer alıyordu.
Bitmedi... Şehitlerin cenaze törenleri de siyasi gösteriye dönüştürülmüştü. Cemaat artık "Katil İktidar" diye bağırıyordu.
Tuhaf bir durumdu bu... Çünkü şehit yakınlarının hükümeti sorumlu tutarak böyle bir tepki göstermesi, Türkiye'de sıkça rastlanan bir durum değildi.
Çoğu yoksul olan Türk şehit aileleri, Latin Amerika'dakiler gibi davranmıyordu... Kayıpları nedeniyle hükümetleri ve orduyu suçlamak yerine, olayı tevekkülle karşılamayı... "Nasıl olsa giden geri gelmez" deyip, devletin sağladığı çeşitli avantajlardan yararlanmayı tercih ediyorlardı.
İş ciddiye binince Emniyet, şehit cenazelerini kameralı elemanlarıyla izlemeye başladı. Kısa bir süre sonra ortaya şu çıktı:
Cemaatin arasına karışan iki-üç kişi başlatıyordu olayı. Onlar "Katil İktidar" diye slogan atıyor... Bir süre sonra diğer insanlar da onlara katılıyordu.
Derken bir başka gerçekle daha yüz yüze gelindi: Şehit cenazelerinde acılı kitleyi galeyana getirenler hep aynı kişilerdi. Nerede şehit cenazesi varsa oraya gidiyor, ardından başka bir kente geçiyorlardı.
Bu kışkırtıcılar deşifre edildiklerini anlayınca ortalıktan kayboldu. Cenaze törenleri de eski rutinine döndü.
Kameraların ortaya koyduğu diğer bir gerçek de şuydu: Kışkırtırcılar askeriyeyle ilişkili kişilerdi!
Yani dışarıdan bakıldığında "halkın hükümete tepkisi" gibi görünen manzara... Aslında, gerçek silahların patladığı, gerçek kanların aktığı bir tiyatro oyunuydu.
Siyasette ne zaman tuhaf şeyler olmaya başlasa aklıma 2007'deki bu olay geliyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.