Ali Bayramoğlu

01 Haziran 2014, Pazar

Irkçılığın aklanması

İzmir Barosu Avukatlarından ve HyD üyesi Murat Dinçer'den gelen bir e-mail önemli bir haberin,daha doğrusu vahim ve garip bir gelişmenin ülkenin yaşadığı hengame içinde kaynadığını gösteriyordu.
Bundan 8yıl önce, Hrant Dink'in öldürülmesinden, misyoner cinayetlerinden altı kadar önce, 6 Mayıs 2006 tarihinde Türkçü Toplumcu Budun Derneği ve dernekbaşkanı Rifat Cenk Tozkoparan, Kürk Nüfus artışı durdurulsun adıaltında ırkçı bildiri dağıtıp imza toplamıştı.
Bildiri bir internet sitesinde yayınlanmış, ayrı yazıılı olarak elden ele dolaştırılmış dağıtılmıştı. Şu cümleleri içeriyordu:
"Ey Türk kadını ve erkeği! Türçülükiçin bir çocuk daha yap, Çünkü sen azalıyorsun, hainler, kapkaççılar,uyuşturucu satıcıları çoğalıyor. Biz Arap ve Batı kültürü arasındasıkışan Türk insanına kendisini yeniden sevmeyi öğretecek tek yolun takendisiyiz. Biz kürt ve çingene çetelerine ve yobazlara hak ettiğicevabı verecek Türkçü Toplumcu Buduncularız."
Helsihki Yurttaşlar Derniğinin, farklı 19 kişinin ve Roman Derneği'nin şikayeti üzerine olması gereken yapılmış ve Rifat Cenk Tozkoparan hakkında İzmir 9.Asliye Ceza Mahkemesinde halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçundan dava açılmıştı.
Mahkeme beraat kararı vermişti. Yapılan temyiz üzerine geçtiğimiz günlerde Yargıtay bu beraat onaylamış görünüyor.
Toplusla barıştan, barış ihtiyacından en çok söz ettiğimiz, farklı kimlikler arası kesişmeye en çok ihtiyaç duyduğumuz şu günlerde böyle bildirinin nefret suçuyla ele alınmaması, kin ve düşmanlık daveti olarak görülmemesi son derece manidar ve vahimdir.
Verilen bir mahkeme kararı olunca endişe duymak için pek nedene işaret ediyor.
Murat Dinçer gördediği notta, "Yargıtay'ın dosyanın içeriğine girmeden temyiz edenlerin kimliğine ve konumuna bakarak red kararı verdiğini, şikayetçileri yönelik olarak özetle siz kimoluyorsunuz sizi ne ilgilendirir" tarzı bir yanıt verdiğini, durumun vehametinin böylece arttığı da eklemiş.
Şöyle:
"Şikayetçilerin temyizlerinin sanık hakkında halkı kin ve düşmanlığatahrik etme suçundan kurulan hükme yönelik olduğu kabul edilerek busuça hasren yapılan incelemede;sanığın yöneticisi olduğu derneğin internet sitesinde ve açtığıstantta dağıttığı bildirilerde; "Ey Türk kadını ve erkeği! Türçülükiçin bir çocuk daha yap, Çünkü sen azalıyorsun, hainler, kapkaççılar,uyuşturucu satıcıları çoğalıyor. Biz Arap ve Batı kültürü arasındasıkışan Türk insanına kendisini yeniden sevmeyi öğretecek tek yolun takendisiyiz. Biz kürt ve çingene çetelerine ve yobazlara hak ettiğicevabı verecek Türkçü Toplumcu Buduncularız." denilerek halkı kin vedüşmanlığa tahrik suçunu işlediği iddiasıyla dava açılmıştır.
TCK.nun 216/1 maddesinde düzenlenen halkı kin ve düşmanlığa tahriksuçu somut tehlike suçu olup fiil, sayı ve şahıs olarak belirliolmayan toplum kesimi üzerinde kin ve nefret duygularının oluşmasınaveya mevcut duyguların pekişmesine etkide bulunmalıdır.
TCK.nda "Kamu Barışına Karşı Suçlar" bölümünde düzenlenen sanığayüklenen suçtan, suçun niteliği itibarıyle doğrudan doğruya zarargörmeyen şikayetçilerin bu davaya katılmasına yasal olarak imkanbulunmadığı gibi mahkemece katılma kararı verilmiş olması da hükmütemyize hak vermeyeceğinden şikayetçiler vekillerinin anılan suçtankurulan hükme ilişkin temyiz isteminin CMUK.nun 317. maddesi uyarınca(reddine), 10.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi…"
Bu tür ırkıçılık açısından ibretlik olaylara, hukuki skandal açısından ibretlik kararlarlayanıt verilirse, Türkiye'nin barış, imaj ve gelecek açısından işi kolay olmayacaktır.
Söylemesi bizden…

SON DAKİKA