Mehmet Sait Kılıç

Mehmet Sait Kılıç

22 Aralık 2017, Cuma

Tayyip Erdoğan ve Aziz Nesin

Eski İstanbul'da, Karaköy'deki tek hatlı raylı aracımızdan başka bir şeyimiz yoktu...

Metro denen meret henüz bizim memlekete uğramamıştı. Bu meret yalnızca anlı şanlı Batı kentlerinde bulunuyordu.

Ne kadar geri kalmış olduğumuzu varın kıyas edin.

Bu durumdan hem sızlanır hem de çok pis bir haz alırdık, ne de olsa yoksul bir ülkeydik ama kıvançlıydık. Fakir ama gururluyduk.

Batı'nın metrosu varsa, bizim de aslanlar gibi CHP'miz vardı.

CHP, Türkiye'nin kalkınması ve sanayileşmesi için kılını kıpırdatmamıştı. Kalkınmayla ilgili yapılması gereken her şeyi gelecek kuşaklara havale etmişti. Kendisinden atlatıp bizde patlatmıştı.

Sanki şimdiki CHP kadroları çok farklı.

Maşallah istisnasız hepsi "istemezük, yaptırmayacağız" korosundaki görevlerini dedeleri gibi hakkıyla seslendiriyorlar.

Her neyse...

Açıkçası şu anki metro sistemimiz Avrupa'dan daha mükemmel.

Erdoğan'ın önderliğinde yüzlerce kilometre metro yapılmış durumda.

Hedef önümüzdeki on yıl içerisinde 1000 kilometreye ulaşmak hatta onu da aşmak.

Aktarmalar, bağlantılar, tıpkı Avrupa ve Amerika'daki gibi...

Yurttaşlar arzu ettikleri her yere anında gidip gelebiliyor...

(Dün, açılışı daha bir kaç gün önce yapılan Üsküdar-Ümraniye metrosunu kullandım. Ülkemle gurur duydum. Siz de kullanınız!)

Eskiden Anadolu'dan Avrupa'ya (karşıya) geçen kişi aynı gün işini halledip geri dönemezdi. Keza Avrupa'dan Anadolu'ya geçen kişi de... Mecburen yatıya kalınırdı. Veya yollarda rezil kepaze olunurdu.

Ne kadar acıklı değil mi?

***

Evvelki gün Aziz Nesin'in sene-i devriyesiydi. Sevenleri tarafından anıldı. Yaşasaydı 102 yaşında olacaktı...

Aziz Nesin'in sosyal medyada paylaşılan konuşmalarına baktım. Bilinçaltının Batı'ya karşı ne kadar aşağılık duygusu ve kompleksi içinde olduğunu gördüm. Siz de bu açıdan bir daha bakınız.

Merhum Avrupa'ya çok feci hayranlık duyuyordu. Onun önünde saygıyla ezilip büzülüyordu, boyun büküyordu, başını dik tutamıyordu. Tam bir teslimiyet içerisindeydi...

Kendi insanına hakaretler yağdırıyordu. "Aptallar" diyordu. "Bizden adam olmaz" lafazanlığını diline pelesenk etmişti... Yazık, çok yazık...

Evet, Aziz Nesin hayatını bir vehme kurban etmişti. Savunduğu Marksist-Leninist felsefe Sovyetler'in çöküşüyle ve Küba örneğiyle çağdışı kalmıştı! Müslümanlarla ilgili saçma sapan iddiaları da Erdoğan'la birlikte kadük olup, tarihin ilgili çöp sepetine gitmişti...

Erdoğan halkımızda doping etkisi yaptı... Aziz Nesin'in hakaret ettiği halk bugün iktidardadır... Ülkemizde müthiş bir "zihniyet ve özgüven devrimi" gerçekleştirilmiştir.
Artık bilimi ve teknolojiyi mükemmel kullanan, yerli savaş sanayisi olan, üreten, ürettiğini tüm dünyaya satan, güçlü, zengin, mazlumlara kol kanat geren ve kendi çıkarları doğrultusunda Batı'ya "posta koyan" bir Türkiye var.

Artık farklı ve yeni bir Türkiye var...

Kudüs konusunda BM Genel Kurulu'na Türkiye'nin önderliğinde sunulan karar tasarısı ezici bir çoğunlukla kabul edildi... Amerika ve İsrail'e Osmanlı şamarı aşk edildi. Elbette ki, bu da Erdoğan'ın zaferidir.

Son tahlilde, bir ülkenin kalkınması ve ilerlemesi için aydınlarının ve zenginlerinin yerli ve vatansever olması şart!



SON DAKİKA