Mehmet Sait Kılıç

Mehmet Sait Kılıç

19 Şubat 2018, Pazartesi

Geçmiş günler mazide kalmadı!

Nice kifayetsiz politikacılar başbakanlık yaptı bu memlekette...

Tansu Çiller ve Bülent Ecevit buna en güzel örnektir.

Hatırlarsanız iktisatçı Çiller 1994'te ekonomiyi çok pis batırmıştı. Dolar roket gibi fırlamış, kişi başına düşen milli gelir de dibe vurmuştu...
Yıllar sonra, 2001'de Ecevit ülkeyi daha feci batırdı.

Bu o kadar böyledir ki, millet Çiller'in 1994 krizini unutuverdi...

Ama biz ikisini de unutmadık. Geçmiş günleri mazide bırakmadık.

Ecevit'in DSP'si, 2001'de ekonomiyi batıran yönetimde iktidar ortağıydı...

Memleket batınca DSP de battı. İlk seçimde aldığı yüzde 1 oy oranıyla çakıldı. O gün bugündür DSP parlamento yüzü göremedi...

(Demek ki halkımız cahil değilmiş. Hangi partiyi iktidara taşıyacağını, hangi partiyi de çöpe atacağını iyi biliyormuş...)

İyi de, bundan bize ne?

Bize şu: Bugün 19 Şubat. Bundan tam 17 sene önce 19 Şubat'ta toplanan MGK'da Sezer ile Ecevit arasında Anayasa kitapçığı fırlatma hadisesi yaşanmıştı...

Bu olay Cumhuriyet tarihinin en büyük ekonomik krizlerinden birinin fitilini ateşledi. Bu hadiseyle ekonomi önce göçtü sonra da çöktü:

Dolar kuru 600 bin lira seviyesinden 1 milyon liranın üzerine çıktı...

TMSF, 20'ye yakın bankaya el koydu...

Faizler yüzde 7 bin 500 seviyesini gördü...

Borsa çöktü. (Üç günde yüzde 30 değer kaybetti...)

Merkez Bankasından korkunç miktarda döviz çıkışı oldu...

Enflasyon oranı yüzde 90'ı aştı...

Kredi kartlarına uygulanan aylık faizler zirve yaptı...

İşsizlik ve yoksulluk patladı...

Memleket 2001 yılında yüzde 5,7 küçüldü...

Kader canibinden bakarsak, Ecevit'in 1979'da ve 2001'de memleketi iflas ettirmesi aslında çok güzel olmuş. Çünkü birincisinde Özal ve ikincisinde Erdoğan Türkiye'nin başına geçti...

Evet, 3 Kasım 2002'de yapılan seçimlerde krize neden olan koalisyon partileri parlamento dışında kaldılar. AK Parti tek başına iktidar oldu...

Ekonomimiz Gezi kalkışmasından 17-25 Aralık darbe girişimlerine, Suriye'deki iç savaştan 15 Temmuz darbe girişimine kadar (yani bunca kösteğe rağmen) birçok iç ve dış müdahalelerden minimum düzeyde etkilenerek pozitif yönde ilerlemeye devam etti...

Gelinen aşamada Türkiye, G 20 ülkeleri arasında en hızlı büyüyen ilk üç ekonomiden birisi oldu...

SON DAKİKA