Gerilim neden AK Parti’ye yarıyor?
AK Parti ise meşakkatli bir yoldan ve birçok tehlike atlattıktan sonra gelinen bu noktayı da kendi lehine çevirerek tarihsel bir sayfayı kapatmak istiyor. Birden fazla güvencesi var: Her şeyden önce toplumsal desteği potansiyel olarak giderek artıyor. Oydaki dalgalanma AK Parti oyunun düştüğünü değil, partinin alabileceği oyu alamadığını ortaya koyuyor. Bu açıdan bakıldığında gerilim ortamı kesinlikle AK Parti'nin aleyhine… İktidar belirli bir oyu garantileme uğruna daha çok oy almaktan vazgeçmiş oluyor. Ama öte yandan da muhalefet ile arasına net bir fark koymaya devam ediyor. Önümüzdeki seçimde de AK Parti oyu muhtemelen üç muhalefet partisinin oylarının toplamına eşit olacak. İkinci güvence ise değişen uluslararası ortamla ilişkili… Türkiye'nin yalnızlaştığı söyleminin ima ettiğinin aksine, Orta Doğu'da gelişmeler hep AK Parti'nin isteği doğrultusunda gerçekleşti ve hükumet Avrupa ve ABD'de de istediği desteği buldu. Diğer bir deyişle Batı AKP'den pek hazzetmese de, onu devirecek bir girişimin destekçisi olmayacak ve bu muhalefet için epeyce iç karartıcı bir haber.
Bu denklemde gerilimi sürdürmenin kime yarar getirdiği ilk bakışta kuşkulu. Aslında çatışma ortamı siyaseti bir bütün olarak konsolide ediyor, onu bir statükoya dönüştürüyor. Sonuçtan herkes memnun gözüküyor. AK Parti iktidarını sürdürürken muhalefet de hiçbir alternatif üretmemesine karşın aynı toplumsal desteği almaya devam ediyor. Ama sonuçta yine de avantaj iktidardan yana çünkü siyasetin ipleri AK Parti'nin elinde. Muhalefetin tek stratejisi iktidarın yanlış yapması üzerinde kurgulanıyor. Eğer iktidar yanlış yapmazsa muhalefet kaybetmeyi baştan kabul ediyor.
Siyasette kendi kaderini, imajını ve prestijini rakibinin iradesine bırakmak ne denli akıllıca olabilir? Nitekim AK Parti'nin yanlış yapmaması durumunda muhalefet partilerinin önümüzdeki beş yıl içinde ne denli kalıcı olabilecekleri gerçek bir soru olarak önümüzde duruyor. Çünkü muhalefetin bu stratejisi bile topluma söyleyeceği ve önereceği bir gelecek tasavvurunun olmadığını ima ediyor ve bu durum toplumsal kesimler tarafından görülüyor.
AK Parti ise ilginç bir taktikle gerilimi tam da bu yönde kullanmaya itina gösteriyor. Yani kendi iradesini taviz vermeden ve sert bir üslupla hayata geçirmeye çalışıyor. Öyle ki muhalefetin bu mücadeleden kaçması imkansız hale geliyor. Ne var ki karşılıklı gerilim dilini ayıkladığınızda ortada basit bir gerçek kalmakta: Bir tarafta bir gelecek projesi var, diğer tarafta ise bunu engelleme arzusundan başka hiçbir şey... Bunun sonuçta AK Parti'ye yaraması kimseyi şaşırtmamalı.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.