Alkol daha hızlı yaşlandırır mı?

Alkollü içkiler içmek, yaşlanma sürecini gerçekten hızlandırıyorlar mı? Doğrusunu söylemek gerekir ise bu sorunun cevabı evet, alkol kırışıklıklara sebep olarak daha hızlı yaşlandırır. Etkilerin içerisinde, piramatür kırışıklıklar, kolojen kaybı, elastikiyet kaybı, kızarıklık ve dehidrasyon sayılabilir. Fakat miktar ve sıklık bu etkileri belirlemedeki en önemli faktördür. Bunun dışında son on yılda orta düzeyde alkollü içki tüketmenin sağlık açısından bazı faydalarının olduğunu bildiren araştırmalar da yayınlanmıştır.
Başlangıç olarak belirtmek isterim ki, alkolün içerisinde hiçbir besin yoktur. Daha doğrusu alkol tüketmek, vücudunuzda oksijen taşımaya yardımcı sağlıklı besin öğelerinin eksikliğine sebep olarak aslında sizin besin değerlerinize zarar verir. Alkol özellikle cildiniz ve vücudunuz için çok önemli bir antioksidan ve yeni hücrelerin yeniden üretimi için hayati önemi olan A vitamini düzeylerinize çok büyük oranda negatif etki yapar.
A vitamini, kollejen üretimi için de çok önemlidir. Kollejen miktarındaki azalmalar derinizin elastikiyetini kaybetmesine sebep olur. Kollejen ve elastisite cildinizin dolgun, pürüzsüz ve genç görünmesini sağlar.
Fazla alkol tüketmekle birlikte kollojen kaybını hızlandırarak elastikiyet de azalmaya yol açtığınız için yaşlanma sürecini hızlandırıyorsunuz. Özellikle yüz deriniz, vücudunuzdaki diğer derilere göre çok daha narindir. Bizler sürekli olarak hava kirliliğine, dumana ve güneşe maruz kalıyoruz. Bu sebepler neticesinde zaten yaşlanmaktayken fazladan bir de alkol tüketmek saatin daha hızlı ilerlemesine sebep olmaktadır.
Amerikan hükümeti, beslenme yönetmeliğine göre, orta düzeyli alkol içmenin sınırı kadınlar için, günde bir kadeh, erkekler için ise günde iki kadehtir. Bir kadeh içki, 150 ml şarap, 350 ml bira ve sadece 40 ml %80'lik liköre eş değerdir.
Alkol metabolize olduğunda, damarlarınızı genişletici etki ortaya çıkarır ve yüzünüze daha fazla kan gelmesine sebep olur. Bu da yüzünüzde kızarıklığa ve şişkinliklere sebep olabilir. Uzun süre ve fazla miktarda alkol kullanımı, damarlarınızın sürekli olarak genişlemesine ve büyümesine yol açacaktır. Bu durumun doğal bir sonucu olarak cildiniz tonunu kaybedecek, kalıcı kızarıklığa sebep olacak ve rozesea'da olduğu gibi yamalı kızarıklık gelişecektir. Kızarıklık sonucunda, özellikle cildin ince olduğu burun çevresi bölgesinde kılcal damarlarda kırılma veya patlamalar gelişebilir.
Alkol, aynı zamanda diüretik etki göstererek ciddi dehidrasyona sebep olur. Ne kadar fazla içerseniz o kadar fazla su kaybedersiniz. Kural olarak, alkollü içkiler içerken arada su tüketilmelidir. Sonunda cildinizi hidrate ettiğiniz için mutlu ve ertesi gün hangover'ı engellemiş olarak daha iyi bir gün geçirirsiniz.
Birçok insan alkolikliğin bir hastalık olduğunu bilir ve kabul eder. Unutulmamalıdır ki uzun dönem etkileri sağlığınız açısında belirleyici olacaktır. Uzun dönem alkol tüketimi karaciğer hastalıklarına, beyin hasarına, kalp hastalıklarına, meme kanserine ve çeşitli metabolik yetersizliklere sebep olduğu araştırmalar ile kanıtlanmıştır.
Bilinmelidir ki alkol kadınlarda erkeklere göre daha farklı metabolize olmaktadır. Kadınlar, az alkol tüketseler bile kanlarında ve beyin kimyasında daha yüksek alkol konsantrasyonuna ulaşırlar. Kadınların vücut kitle indekslerinin daha küçük olması bu sonucu açıklayabilen en önemli faktörlerden birisidir.
Alkol tüketimiyle ilgili yapılan bazı araştırmalar, orta düzeyli alkol tüketiminin özellikle yaşlılarda kolesterol oranlarını düşürmekte, şeker hastalığı riskini azaltmakta ve kalp krizi riskini azalttığı göstermiştir. Fakat önemli olan fayda-zarar dengesini gözetmektir. Bu sebeple asıl olan, gösterilen faydaların aslında uzun vadede daha zararlı sonuçlara yol açabileceğidir. Örnek olarak, kalp krizinden koruduğu savunulan alkol aslında uzun vadede kalp kasının yapısını bozarak kanserden daha ağır bir tablo olan kalp yetersizliğine sebep olmaktadır. Bu sebeplerden dolayı alkol, hiçbir zaman terazinin faydalı kefesinde kendine yer bulamayacaktır.
Son zamanlarda bir de sahte alkollü içeceklerin varlığını duymaktayız. Alkollü içecekler sağlığa zararı olduğu kadar toplum geneline de, üretim şartları dolayısıyla patlamalara sebep olarak zarar vermektedir. Tahminlerin ötesinde, sahte alkol üretimi miktarı İngiltere'de açıklandı. Rapora göre 2005 yılından bu yana İngiltere pazarında 15 milyon litre sahte alkol tespit edildi. Normal şartlarda alkollü içecekler etanol ile üretilirken, sahtelerinde daha ucuz alkol türevleri bulunmaktadır. Etanolün yerine kullanılan kimyasallar arasında, temizleme sıvıları, aseton-oje çıkartıcı, cam silme suları, antifrizlerde kullanılan isopropanol ve metanol sayılabilir. Bu kimyasalları içeren içkileri tüketmek, mide bulantısı, kusma, karın ağrısı, baş dönmesi, böbrek hasarı, karaciğer yetmezliği, körlük ve hatta komaya sebep olabilir. Sahte alkolü nasıl ayırt edeceğinize gelirsek; öncelikle aldığınız yere, fiyatına, ambalajına ve ürünün kendisine dikkat etmeniz gerekir. En fazla sahta içki üretimi, yüksek alkol oranı ihtiva eden votka ve rakıda yapılmaktadır. Bu renksiz içkilerin şişesine bakıldığında diplerinde beyaz partiküllerin veya kalıntıların olması ya da kokusundaki farklılık mutlaka sizi şüphelendirmelidir. Ülkemizde bu içkilerin bazen karışım halinde sunulmasından ötürü bu belirtileri anlayamayabilirsiz. Değerli mucit meslektaşlarım unun çaresini de buldular ve dünyada ilk defa ülkemizde bireysel sahte içki testini geliştirdiler. Tect 24, adıyla piyasaya sürülen bu ürün için özellikle değerli meslektaşım Bilgehan Aydın'a tüm sağlık çalışanları adına teşekkürü bir borç biliyorum.
Özet olarak, alkol ihtiva eden hiçbir içki masum değildir. Unutmayın ki önce siz bir içki alırsınız, daha sonra içki başka bir içkiyi alır ve en sonunda içki sizi alır.

@DrYerebakan