Uluslararası basın Kürtlerin çilesini nasıl görmezden geldi

15 ton bomba, 4 metre derinliğinde ve 20 metre genişliğinde bir çukur, 16 ölü, 26 yaralı.
Diyarbakır'ın Sur ilçesine bağlı Tanışık köyü sakinleri, önce şüpheli bir kamyonu durdurup kim olduklarını soruyor. Kamyondakilerin PKK'lı olduğu anlaşılınca tartışma çıkıyor. Bomba yüklü olan kamyonu köyde saklamak isteyen teröristler, köylülerin tepkisi üzerine onlara silah çekip tehdit ediyorlar.
Tartışmanın ardından köylüler 15 ton bomba dolu kamyonu takip ediyorlar. Teröristler tekrar ateş açıyor ve köylüler takibi bırakmayınca kamyon patlatılıyor. Teröristleri takip eden 16 kişi ölüyor, çevrede oturan 26 kişi yaralanıyor.
Patlama o denli şiddetli ki köylüler 'kıyamet koptu sandık' diyorlar. Patlamadan ötürü evleri yıkılan veya zarar gören köylüler var.
Güvenlik güçleri, teröristlerin gecenin ilerleyen saatlerinde bombayı kent merkezine yakın bir karakol veya emniyet binasına saldırıda kullanmak için hazırlık yaptıklarını ifade ediyorlar.
Tanışık köyü sakinleri kahramanımız. Onların müdahalesi olmasaydı, yüzlerce kişi ölebilir, binlerce kişi yaralanabilirdi. Geride kalanlar için ne yapılsa az...
Haberler bu detaylarla dolu ama gözlerimi alamadığım o fotoğraf var şimdi en çok aklımda. Yakınlarının yüzlerce metreye yayılmış beden parçalarını toprağı didik didik ederek bulmaya çalışan köylüler onlar...
Yaslarını tutmalarına, hane halkına teselli olmalarına imkân yok. Önce babalarının, abilerinin, amcalarının saçılmış uzuvlarını bulup plastik torbalara doldurmaları gerekiyor çünkü!
İki gün süren 'parça toplama' sürecinden sonra 12 kişiden geriye toplam 60 kiloluk beden parçaları kalıyor. Nerdeyse boş olan tabutlar feryatlar arasında defnediliyor.
PKK terörünün en çirkin yüzlerinden birini daha yaşadık. Tabii en yakından Kürtler yaşıyorlar, çilesini çekiyorlar. Ama bu çileleri ne Mazlumder/ İHD raporlarında ne de Human Rights Watch gibi sözde hak eksenli kurumların raporlarında yeterince karşılık bulacak.
Bu canilik ekseri yabancı basında başlık olarak bile yer alamadı.
Devletin hava saldırısında PKK'lı sandığı 34 kaçakçı sivili Irak sınırından gizlice geçerken vuran Türk savaş uçaklarının yaptığı Uludere katliamı BBC, Washington Post, CBCNews, Wall Street Journal, CNN, Daily Mail, Le Monde ve Liberation'da, Türk devletini suçlayan şekilde geniş yer bulmuştu oysaki.
Ancak hem ABD hem de AB tarafından terör örgütü kabul edilen PKK'nın Türkiye'deki sivillere, özellikle de Kürt sivillere yönelik katliamları kasti olarak yorumlayabileceğimiz şekilde yok sayılıyor.
Bu arada PKK'nın alçaklığı burada da bitmedi. PKK, katliam ertesinde açıklama yayınlayıp, geçen seçimde 6 kişi hariç tüm köyün HDP'ye oy verdiği Tanışıklı sakinlerini 'işbirlikçi' olmakla suçladı ve sivilleri öldürdükleri yetmediği gibi, bir de onları suçlu ilan etti!
HDP de sessizliğiyle PKK'nın suç ortağı olduğunu izhar ediyor. Demirtaş sadece, 'sorumluluk sahiplerini, böyle olaylarda sorumluluk alıp özür dilemeye' davet etti. Bu hikâyedeki sorumlu taraf PKK, 17 kişinin tanınmaz halde öldürülmesi 'böyle olaylar' ve katliamdan ötürü PKK özür dileyip katliamlarına kaldığı yerden devam edebilir.
Nasılsa yabancı basına bakarsanız da, PKK hâlâ Marie Claire kapaklarını süsleyen alımlı kadın gerillalara uzanan bir özgürlük şaheseri, HDP ise onun sivil alandaki meşru temsilcisi...