Hilâl Kaplan

DAEŞ'i gösterip, PKK'ya razı etmek

Türkiye başından beri DAEŞ'le mücadele eden bir ülkeydi. Ekim 2013'ten bu yana, DAEŞ bağlantısı olduğu düşünülen 145 ülkeden 50.177 kişinin Türkiye'ye girişi yasaklandı ve toplam 3603 kişi de sınırdışı edildi. DAEŞ'e yönelik baskınlarda pek çok militan hücre bertaraf edildi.
Ancak Türkiye, en uzun sınırına sahip iki ülkede palazlanan bir örgüte karşı bombardımana başlamakta, en çok başına gelecekleri hesaplayabildiği için çekimser kalmıştı. Nitekim, Mayıs-Haziran 2015'teki bombalı saldırılardan sonra, Temmuz 2015'te hem TSK DAEŞ'i bombalamaya başladı hem de İncirlik üssünü DAEŞ karşıtı koalisyonda yer alan ABD uçaklarına açtı.
Bu arada, DAEŞ'in şimdiye kadar yaptığı saldırıları üstlenmesine, hatta ortada kendisi de gizli gay olan saldırganın 911'e DAEŞ üyesi olduğunu söylemesinden başka delil yokken Orlando saldırısını bile üstlenmesine rağmen Türkiye ve Suudi Arabistan'da yapılan saldırıları üstlenmediğini hatırlamak ve sebeplerini sorgulamak gerekir.
Ayrıca geçtiğimiz sene, Avrupa Birliği ülkeleri arasında, en önde gelen Esed karşıtı ve muhalif destekçisi ülke Fransa olduğunu ve artarda gelen DAEŞ saldırıları ile ülke içe kapanıp siyasî çekişmelere boğulduğunu hatırlamak gerekir.
Benzer şekilde Suudi Arabistan'ın, körfezin en güçlü ülkesi olarak, muhaliflere destek sağlayan bir ülke olduğunu ama artık Suudların da birinci tehdit olarak gördüğü örgüt DAEŞ olacağını ve İran yayılmacılığı tehdidini arka plana atmak zorunda kalacaklarını öngörmek gerekir.
Türkiye de 3 milyon Suriyeli mülteciyi barındırma özelliği ile Suriye'nin geleceğine ilişkin söz hakkına sahip olması gereken, Esed karşıtlığı ve muhalefete desteği sır olmayan bir ülkeydi. Belki de DAEŞ saldırıları ile Esed ve öncelikli tehditlerden görülen YPG'yi ikinci plana atması sağlanmaya çalışıldı. Fakat Erdoğan, Kilis'te yaptığı konuşma ile buna direneceğini belli etti. Ne var ki özellikle Amerikalı uzmanlar, Atatürk Havalimanı saldırısından sonra Türkiye'nin PKK ile masaya oturacağını daha da yüksek sesle dile getirmeye başladılar.
Şubat ayında Ankara'da gerçekleşen ve 29 kişinin yaşamını yitirdiği PKK'nın canlı bomba saldırısında kendini patlatan "Şirin" kod adlı terörist Mehmet Kocakaya'nın cenazesi geçtiğimiz günlerde kaldırıldı. Cenaze törenine katılanlar arasında, HDP Diyarbakır milletvekilleri Sibel Yiğitalp ve Nursel Aydoğan ile Diyarbakır Belediye Başkanı Gültan Kışanak da vardı. Bir anlığına kendinizi Türkiye'de yaşayan sıradan bir vatandaşın yerine koyun ve "HDP'nin barışı temsil ettiği" ya da "PKK ile masaya oturmanın gerekliliği" üzerine yabancı basında yer alan nutukların sizi nasıl hissettireceğini hayal edin.
Bu yüzden DAEŞ'le de PKK ile de mücadele, Türkiye'nin öncelik sıralamasında aynı sırada kalmalıdır.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.