Hilâl Kaplan

Bir silah olarak demokrasi

ABD'nin Irak'ı işgaline bahane ettiği 'kitle imha silahları' yalanı ortaya çıkınca yerini 'demokrasi ihracı' argümanı almıştı. Demokrasinin silah zoruyla ihraç edilecek bir şey olmadığı da, ABD'nin derdinin demokrasi ihraç etmek olmadığını da bugünkü Irak'ın haline bakarak görebiliyoruz.
İngiliz mandasından kurtulduğundan sonraki 60 yıl içinde ilk defa bir hükümeti serbest ve adil seçimlerle başa getiren Mısır halkının başına 2013'te neler geldiğini unutmadık. Tek sivili katletmeyen Mursi ve arkadaşları hapisteyken, darbeyi protesto eden binlerce silahsız sivili meydanlarda katleden Sisi'nin yaptıklarının, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry tarafından 'demokrasinin onarımı' diye tanımlandığını da unutmadık. Sisi'nin AB liderlerince kırmızı halılarda karşılandığını da, Erdoğan'ın 'one minute' diye itiraz ettiği Davos'ta ayakta alkışlandığını da unutmadık. Dolayısıyla Türk halkı olarak, Batılı çevreler demokrasi dediğinde, neyi kast ettiklerine dair toplumsal bir hafızamız mevcut.
Türkiye, tam iki hafta önce zalim bir darbeyi, Erdoğan'ın liderliği ve halkın cesareti sayesinde püskürttü. Ancak yabancı basında, demokrasisine sahip çıkıp, onu faşist bir askerî yönetime devretmeyen halk nerdeyse vahşi olarak tanımlanıyor. Bir tane dükkân yağmalanmamış, bir tane mülke izinsiz girilmemiş, bir tane kavga veya yaralama hadisesi yaşanmamış ama kendisine tüm gece kurşun sıkan askerleri ele geçirince yumruk atan birkaç kişi yüzünden tarihte benzeri olmayan bir kahramanlığa imza atanları 'serseriler grubu' diye tanımlayan gazeteciler var. Aynı 'gazeteciler', dükkânların, otobüslerin, polis arabalarının yakıldığı, medya binalarının basıldığı Gezi kalkışmasına katılanları övmeye doyamamıştı hâlbuki. Sebep tanklara yürüyenlerin çoğunun 'Allahu Ekber' demesi olabilir mi?
Mezkûr yayınlara göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan da aslında bu barbar kalkışmaya direnip devrilmediği için özür dilemesi gereken bir lider! Müslümanların inandığı 'her şerde hayır vardır' düsturunca söylediği, bu musibetin aynı zamanda 'Allah'ın lütfu' olduğu sözü bağlamında kopartılarak yansıtılıyor. Dokuz aylık torunu dâhil ailesiyle kaldığı otelden 15 dakika sonra ayrılsaydı belki hayatta olmayacak olan Erdoğan, kendisine ve halkına silahını doğrultan sapık Gülen tarikatı mensuplarına karşı mücadele ediyor. Başbakan Yıldırım'ın hükümeti, bu sebepten ötürü OHAL kararı aldı ve meydanları devlete destek olmak için boş bırakmayan Türk halkının büyük çoğunluğu da bu kararı destekliyor.
Gerçekten sorun Türk demokrasisinin hali olsaydı, silahlı bir darbe girişimini ABD elçiliği, 'Türkiye'nin başkaldırması' diye tanımlamazdı. Kerry ilgili konuşmasında barış ve huzurun değil, demokrasinin yanında olduklarını söylerdi. Konsolosluk işleri dairesi resmi hesabı, anında darbecilerin otoritesini tanıyıp 'Sıkıyönetim ve sokağa çıkma yasağı dayatıldı' cümlesiyle bunu duyurmaz, en azından 'emri verildi' gibi daha baskıcı bir fiili seçerdi.
Her şey bir yana, Batılı devletlerin ve medyanın ölenlerden çok, işinden olan askerleri önemsemesi bana ünlü bir deyişimizi hatırlatıyor: "Kurt kuzuyu yemeyi kafaya koymuşsa, gerisi teferruattır." Yalnız bilinsin: Türkiye milleti için demokrasi de teferruat değildir, egemenlik haklarımız da... Bu sefer, kuzuyu kurda yedirmemeye kararlıyız.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.