SERDAR KARAGÖZ

Özür dilemeye mecbur kalmak

ABD Başkanı Obama'nın İsrail, Filistin ve Ürdün'ü kapsayan ziyareti öncesi Beyaz Saray geziye ilişkin beklentileri bilinçli olarak düşürdü. Beyaz Saray sözcüleri, Obama'nın çantasında bir barış planı olmadığını belirttiler. Başkan'ın "görünen" ziyaret planında turistik yerler, resmi temaslar ve bilindik açıklamalar vardı. Ziyaret rutin seyrinde devam ederken gündemi sarsan o gelişme yaşandı.

Obama İsrail'den ayrılmasına dakikalar kala, Netanyahu'ya Türkiye'nin kabul edeceği sekilde Mavi Marmara saldırısı nedeniyle özür dileterek Ortadoğu'da yeni bir dönem başlattı.

Aslında Obama'nın İsrail'e özür diletmesi anlık bir durum değil.

Obama'nın İsrail programı netleşir netleşmez sessiz bir diplomasi süreci başlatıldı. Sürecin başarısızlığa uğrama ihtimali bulunduğundan Amerikalı diplomatlar İsrailli muhatapları ile tam bir gizlilik çerçevesinde çalıştılar. Hem Amerikalılar hem de İsrailliler önce Türkiye'nin krizin başından bu yana taviz vermediğinin tespitini yaptılar. Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Davutoğlu'nun daha önce karşılaştıkları "kolay ikna edilir lider tipi"nde insanlar olmadığını gördüler. Türkiye-İsrail ilişkisinin mevcud durumunun ABD ve İsrail çıkarlarına ciddi zararlar verdiği konusunda birleştiler.

Amerikan Yönetimi üç ülkenin de faydasına olan şeyin Türkiye'nin talebini kabul etmek olduğunu önce kendisi anladı, sonra İsrail'e anlattı. İsrail ikna edildi ve Amerikalılar perde arkasından durumu Türk muhatapları ile paylaştılar. Türkiye Amerikalılara " biz hazırız İsrail'i ikna edip karşımıza getirin" mesajını verdi. Obama bir emri vaki ile bunu da Türkiye'nin beklentilerine uygun şekilde İsrail tarafına yaptırdı.
Ülkelerin pozisyonları

Amerika Birleşik Devletleri
Ortadoğu'dan askerlerini çeken ABD, uluslararası ilişkilerde ağırlığı Asya-Pasifik havzasına kaydırdı. Derin bir bütçe krizi ile uğraşan Obama yönetimi, Amerikan savunma giderlerinin Ortadoğu kalemini azaltmayı planlıyordu. Obama, bölgenin sorunlarını bölgedeki müttefiklerine çözdürme ve işin altına elini sokmama stratejisi kapsamında en büyük iki müttefikini barıştırmak zorundaydı.
Suriye krizi başta olmak üzere Rusya'nın Akdeniz'de görünür olması, İran'ın nükleer tehdidi, Arap Baharı ile oluşan kaotik ortam, Filistin meselesi vb. bütün bu sorunların çözümünde maliyetin düşürmenin tek bir yolu vardı o da İsrail ve Türkiye'nin barıştırılması.
İsrail
Arap Baharı sonrası bölgede tamamen yalnızlaşan İsrail zaten bu durumdan çıkış için formüller aramaktaydı.

İsrailliler bölgede yükselen ve siyasi tecrübesi test edilmemiş Müslüman Kardeşler'den ürküyordu. Suriye'deki karışıklık ise İsrail için tam bir kabustu. Suriye'deki kimyasal silahların varlığının yanında Esed sonrası yapının belirsizliği İsraillilerin uykularını kaçırıyordu. Filistin meselesinde sürekli uluslararası arenada pozisyon kaybeden İsrail, Türkiye'den uzaklaştıkça kendi dengesini hepten kaybetmekteydi. Bütün bu olumsuz tablonun haricinde İsrail'in en büyük düşmanı İran, gün geçtikçe tehditkâr pozisyonunu güçlendirmekteydi. Amerika'dan gelecek maddi yardıma muhtaç İsrail yönetimi, Amerika'nın "Türkiye ile barışın" baskısına direnmenin maliyetinin çok yüksek olacağının da farkındaydı.

İsrail özetle suçluydu, çaresizdi, acizdi.

Türkiye
Türkiye İsrail'e uyguladığı ambargonun maliyetini gizliden ve açıktan ödedi. PKK ile mücadelede büyük önem taşıyan predator'lerin satışına ABD Kongresi engel olurken bölgede istihbarahat paylaşımında zayıflama gözlendi. Terör eylemlerinde artış yaşandı. Türkiye aleyhine batı medyasında İsrail Lobisi'nin kalemşörleri karalama ve imaj bozma kampanyası yaptılar.
Türkiye'nin kendi iç huzurunu sağlamaya yönelik "çözüm süreci" ve Suriye'deki soruna acil çözüm bulunma ihtiyacı İsrail ile barışı Türkiye açısından da çok önemli hale getirdi.
Özür sonrası liderlerin durumu
Barack Obama
-Ortadoğu'da etkisini arttıracak. Problem çözen lider imajı Amerikan "soft power"ını güçlendirecek,
-Bütçe krizindeki ABD'nin Ortadoğu maliyetleri düşecek. Obama, Suriye ve Filistin konularında çözümü İsrail-Türkiye işbirliğinde arayacak,
-İran konusunda Türkiye'yi işin içine çekerek İsrail'e karşı zaman kazanacak,
-İsrail'i rahatlatan lider olarak Amerika'daki İsrail Lobisi'nin 2014 ara seçimlerinde desteğini alacak ve Kongre dengelerini lehine çevirecek,
-İsrail ile Türkiye'yi barıştırdıktan sonra Asya-Pasifik hafızasına daha fazla yoğunlaşacak,
-Rusya'nın İsrail-Türkiye geriliminden faydalanarak bölgede etkin ve dengeleri değiştiren bir pozisyon üstlenmesinin önüne geçecek.
Benjamin Netanyahu
-TR ile barışmanın neticesinde güvenlik risklerini azaltacak,
-İç siyasetten gelen milliyetçi eleştirilere "ABD baskısı ile özür diledik" diyerek karşılık verecek. ABD'nin maddi ve manevi desteğini daha fazla alacak,
-Suriye konusunda Türkiye ile ortak calışma imkanı bulacak,
-Hamas'a bağlı grupların düzensiz füze saldırılarına karşı Türkiye'nin yardımını alacak,
-İran konusunda Türkiye'yi yanına çekmeyi deneyecek,
-Müslüman Kardeşler'e ve Arap Baharı'na ilişkin korku ve tereddütlerini Türkiye ile paylaşacak.
Recep Tayyip Erdogan
- "İsrail'e özür dilettiren ve Gazze ablukasını kaldırtan lider" olarak bölgedeki pozisyonunu güçlendirecek,
-ABD ile ilişkilerde en büyük sorunu ortadan kaldıracak. Ertelenen Obama-Erdogan buluşması gerçekleşecek,
-İsrail lobisi'nin aleyhinde yaptığı kampanya sona erecek,
-ABD Kongresi'nde predator'lerin satışı, Ermeni soykırım kanunu gibi konularda rahatlayacak,
-Bölgede etkisini arttırmasının yanında "sonuç alan lider" olarak iç siyasette daha da güçlenecek
-"Çözüm süreci"nde İsrail kaynaklı provokasyonların önüne geçecek ve sürece yönelik potansiyel tehtidleri azaltacak.


@serdarkaragoz

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.