MELİH ALTINOK

Almanya AB ruhunun canına okuyor

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) hafta başında Britanya ile ilgili büyüme tahminlerini yükseltti. Uzmanlar, örgütün bu kararında, Britanya'nın Avrupa Birliği'nden (AB) ayrılma kararı almasından sonra ekonomik performansının iyileşme göstermesinin etkili olduğu belirtiliyor.
Brexit kararının Fransa ve İtaya gibi ülkelere örnek olmasından korkan Brüksel'in, her üye için özel bir ekonomik-politik ilişki modeli geliştirmekte olduğu konuşuluyor.
Peki, ne oldu da daha önce üye olmak için pek çok kriteri yerine getirmek gereken Birlik cazibesini yitirdi ve hatta kaçanın kurtulduğu, bir yapı haline dönüştü?
Bunun AB'nin son 10 yıldaki performansıyla ilgili pek çok nedeni var. Ancak tek neden ekonomik değil.
Zira Birlik küresel ekonomik rekabette gücünü ve iddiasını kaybettiği için politik olarak tutuculaşıyor, gerileşiyor. Yabancı düşmanlığı, ırkçılık ve oryantalizm yükseliyor.
Tıpkı, geçtiğimiz günlerde bazı Türk bakanlara Almanya tarafından fiili seyahat ve konuşma yasağı getirilmesi gibi.
Almanya hükümeti Türklere ve siyasilere karşı uyguladığı fiili yaptırımları öylesine bir boyuta taşıdı ki, Hollandalı ırkçı lider Geert Wilders'ın fantezilerine bile konu oluyorlar.
Almanya'nın son skandalı, ülkelerine gelmek için planları günler öncesinden hazır olan Türk Dışişleri bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'na yasak getirmek oldu.
Çavuşoğlu'nun milyonlarca Türk'ün yaşadığı Almanya'da konuşma yapacağı salonun bir anda yangın tedbirlerini tam almadığını fark eden Berlin, Bakanın otel rezervasyonunu bile iptal etti!
Evet, yanlış duymadınız, Birliğin temsilcisi konumundaki bir ülke, üye adayı bir devletin bakanını sınırlarından sokmamak, seçmeniyle yan yana gelmesini engellemek için adeta Stasi yöntemlerine başvuruyor.
Türkiye'deki 16 Nisan referandumu öncesi ülkeye gelecek olan Türk siyasilere destek veren Alman vatandaşı Türklerin iş ve sosyal hayatlarında hükümet baskısına maruz kaldıklarına dair şikâyetler de artıyor.
Öyle ki çalıştıkları iş yerlerinde primleri kesilen Türk işçiler Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) başvuruyorlar.
Türkiye'de ve bölgede binlerce insanın ölümünden sorumlu olan PKK-YPG gibi terör yapılarına kucak açan Almanya'nın milyonlarca Türk'e ve anavatanlarına karşı bu düşmanca tutumu akıllara yakın tarihi getiriyor.
İnsanlar yeniden, tıpkı Türkiye Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın, dediği gibi, bitti sanılan Nazilerin ya da Doğu Almanya diktatörlüğünün gelmekte olduğunu hissediyorlar.
AB ruhunu ayaklar altına alıp, birliği adeta Hitlerin Çelik Miğfer'ini andıran bir yapıya dönüştürmeye çalışan Alman hükümetine karşı Avrupa'nın demokratik güçleri tepki göstermek için daha olmasını bekliyorlar?
Almanya'daki milyonlarca Türk'ün toplama kamplarına gönderilmesini ya da ülkelerine doğru ölüm yürüyüşlerine çıkartılmasını mı?
Tarih affetmez.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.