Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ENGİN ARDIÇ

Yirmi beş yıllık fatura

CHP'nin seçimleri niçin kazanamadığı üzerine binlerce yazı yazılmıştır. Yüzlerce demedik, binlerce. Estek köstek binlerce dereden tonlarca su da getirilmiştir.
Fakat, "CHP İstanbul belediyesini niçin kazanamaz" sorusunu biraz "açmak" gerekiyor…
CHP, çeyrek yüzyıldır "İSKİ faturası" ödüyor.
Düşmanlarım "herifin hatasını yakaladık, o parti CHP değil SHP olacaktı" diye hemen sevinmesinler, aynı hesaba gelir.
SHP, CHP'nin yasaklı olduğu dönemde onun yerine kurulmuş, onun yerini tutacak bir "stepne"ydi, daha doğrusu iki ayrı stepnenin birleşmesinden oluşan bir parti… Sonra Hakk'ın rahmetine kavuştu, daha doğrusu yeniden açılan CHP içinde eridi. Görevini tamamlamıştı.
Ama SHP'nin İSKİ faturası da CHP'ye yapıştı kaldı.
Halkın "kollektif bilinçaltında" SHP ile CHP ile arasında hiçbir fark yoktur.

***

Aradan yirmi beş yıl geçmiş (vay canına, ne çabuk), gençler "İSKİ skandalını" bilemeyeceklerdir.
Oysa o zamanlar büyük, çok büyük bir fırtına kopmuştu. Televizyon dizisi bile yapıldı. (Ben de oynadım, daha doğrusu "göründüm" o dizide… O sıralar televizyonda belediyeyle zorlu bir mücadele içindeydim.)
İsimleri hatırlatıp kabuk tutmuş yaraları kaşımayalım, cezasını çeken çekti, konu tarihe gömüldü. Ama İstanbul halkının kollektif bilinçaltında tazeliğini koruyor.
Kısaca mesele şuydu: İstanbul belediyesinin su işlerine bakan müdürü, taşeron işler verdiği müteahhitlerden rüşvet alıyor (özellikle musluk suyunu klorlama işinden), bunun bir kısmını partisine aktarıp bir kısmını cebine atıyordu. Yerseniz, "partiye bağıştı" bu. Aslında müdür kendi partisini de kazıklıyordu.
Kendinden yirmi altı yaş küçük bir genç kıza kapılıp eşinden ayrılmak istemiş, yüklüce bir nafaka (sus payı) teklif etmişti, kadıncağız da bunu kadınlık onuruna yediremeyip kocasını ihbar etti.
Paraları devlete tıkır tıkır ödediler, adam kodese girdi, kız da daha adam içerideyken kendine genç bir koca buldu. Parti ve o zamanın belediye başkanı da çamura yattı.
Herkes kaybetti, bir "lose/lose" durumu…
Ama en çok da parti kaybetti.
Müteahhitler mahkemede "biz gönüllü verdik" deyip sıyrıldılar, su müdürü hapisanede '"konuşmaması için" bacağından bıçaklandı (hapisanede ayağına sıkacak tabanca bulmak zordu), iş küllendi.
Lakin, büyük bir efsane de yıkılmış oldu:
"Solcu geçinenler iş bilmezler ama hiç olmazsa para yemezler, yolsuzluk yapmazlar" efsanesi…
Hani, Afganistan'da bozguna uğrayıp çekilmesiyle, "Kızılordu'nun girdiği yerden çıkmazlığı" efsanesinin yıkılması gibi…
İstanbul halkı, adı ister SHP olsun ister CHP, bu siyasi oluşumu asla affetmedi.
Hele bu oluşum, hemen bir yıl sonra yapılan belediye seçimlerinde Zülfü Livaneli gibi en olmayacak bir adayı gösterince… Hele, Livaneli ile DYP'nin adayı İlhan Kesici (kendisi bugün ne hikmetse CHP milletvekilidir, yani aklımızla alay ediyorlar) birbirlerinin oylarını kırınca…
Başka bir efsane, 1994'ten beri süren Tayyip Erdoğan efsanesi doğdu.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA