Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HAŞMET BABAOĞLU

Bizim de Bergman'larımız olacak mı?

Ciddi bir problemimiz var.
Bize başarılı olmak, takdir edilmek, sevilmek falan yetmiyor.
Geriye yine de asabi, ezik, çatışmacı ve tatminsiz bir ruh hali kalıyor.
Üstelik kendimiz için isteyip beklediğimiz "değer bilirliği" başkalarına asla göstermiyoruz.
Bu problemi bir laboratuvar gözlemine tabi tutmak istiyorsanız, sanat çevrelerine bakmalısınız, özellikle de sinemacılarımıza!
Dikkat etmişsinizdir...
Büyük ödüller alan ve çok beğenilen adamlar bile bir türlü "huzur"a eremiyorlar.
Kendi başarıları yetmiyor, istiyorlar ki "rakipleri"nin de başarısız ve beceriksiz olduğu tescillensin.
Hep dedikodu, hep çelme, hep laf sokuşturma dünyasında yaşıyorlar.
Doğrusu, onların bu hallerine tanık olunca, insan izleyip sevdiği filmlerinden de soğuyor!

***

Geçen gün İsveçli sinema ustası Ingmar Bergman'ın anılarına göz gezdirirken şu satırlara rastladım. "Ben hayatım boyunca Tarkovski'nin büyük bir doğallıkla dolaştığı kapıları yumruklayıp durdum. Ancak birkaç kez içeri süzülebildim. Bilinçli çabalarımın çoğu acınası bir başarısızlıkla sonuçlandı: Yılan Yumurtası, Temas, Yüz Yüze, vd."
Düşündüm de...
Bizimkiler zaten kendilerini Tarkovski sanıyor, burunlarından kıl aldırmıyorlar.
Bir gün anılarını yazıp filmlerinden "acınası" bir şey olarak söz edebilme ihtimalleri yok denecek kadar az!
Bildiğimiz şu: Filmlerini görmezden gelen jürinin gözünü oymaya niyetleniyorlar! Filmini beğenmeyen seyirciye "sen Paris Hilton'dan anlarsın!" diyecek kadar da küstahlar.
Yarın yaşlandıklarında farklı olurlar mı?
***

"Büyülü Fener" adı altında topladığı anılarında Bergman'ın kendi yapıtları hakkındaki bir başka sarsıcı tespiti de şöyle...
"En son yaptığım filmleri ve sahneye koyduğum oyunları tepeden tırnağa inceliyorum. Hepsi yer yer hayattan kopup ruhsuzlaşmışlar."
Merak ediyorum, acaba hangi sanatçımız geri dönüp baktığında, birçok yapıtının "hayattan kopup ruhsuzlaşmış" olduğunu yüce gönüllülükle ifade edecek olgunluğu yakalayacak?
İmkânsız! Çünkü kendi çöplüğümüzde horoz payesi verdik hepsine; alıp yürüdüler!
Bu problemin üzerinde hep birlikte durmak ve hesaplaşmak zorundayız.
Ingmar Bergman'a gelince...
Büyük bir usta olmak böyle bir şey işte!
Son not olarak da şunu belirteyim: Bergman'a katılmıyorum!
Temas ve Yüz Yüze filmleri muhteşemdir.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA