Pazar notları: Önce kendine anlat!
Öğrenmek için bu kadar tembel, bilmek için bu kadar iddialı olmak akıl alır bir şey mi? Hayır! Fakat ortalığa bakıyorum, hiç öğrenmeyip çok bildiğine inananlardan geçilmiyor.
Düşüncelerini başkalarından önce kendine anlattın mı? Belki de hiç katılmayacaksın o düşüncelere! Belki yanlış, belki saçma bulacaksın!
Modern hoşgörü kavramının ay gibi bir yüzü ışıltılı, öteki yüzü karanlık! Toplumsal uzlaşma ve insani anlayış temeline değil, hiyerarşik bir ilişkiye dayanıyor. O yüzden de bugün hoş gören, yarın görmeyebilir.
Bir de "Yaratılmışı hoş gördük, yaratandan ötürü" düsturu var. Ne yazık ki, popüler kültür Yunus Emre'nin güzel deyişini modern hoşgörü ve tahammül ile özdeşleştirdi. Şaşırıyorum; günümüzdeki kimi tasavvuf akımlarının sözcüleri bile bu yanlışa düşüyor. Oysa burada esas vurgu "gayb" üzerinedir. Bilen ve anlam veren yaratandır, bize de oradaki hoşluğu görmek düşer. Hem Yunus neden daha öncesinde "elif okuduk ötürü, nazar eyledik götürü" demiş olsun, değil mi?
Bu kadar mı narsisist olunur? Dedikoduyu seviyor; kendi dedikodusunu yapmayı! Yine laflamak için onu tercih etmeli. Anlattıklarının en fazla kendine zararı var.
Almak isteyen affedemez. O yüzden affetmekte zorlanıyoruz. Affetmek, vermektir. Şöyle söyleyince daha anlaşılır olacak: Bağışlamak!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.