HAŞMET BABAOĞLU

Yapay nezaket ve terbiyenin dökülen yaldızları!

Nezahet yoksa nezaket yalanmış!
Etrafa hoşgörü ve nezaket pazarlayanlar
vardır hani...
Ayaklarına basılınca, çıkarlarına uymayınca, kafaları basmayınca içlerinden bir canavarın fırlayıverdiğini bazen unuturuz da...
Hayat sarsarak hatırlatır!
Bugünlerde sosyal medyada güncel siyasi tartışmalara dahil olanlardansanız...
Bir "camia"nın pek "beyefendi" kimi mensuplarının nasıl birdenbire hakaret, horlama ve nefret hoparlörü haline geldiklerine ve ağız dolusu küfür edebildiklerine...
Hiç utanıp sıkılmadan...
Büyük bir özgüvenle...
Bu kabalık ve hakaret kampanyasını sürdürebildiklerine tanık oluyorsunuzdur.

***

Yapay kibarlıktan da, sahneden inmek bilmeyen dobralıktan da hep ürkmüş, içlerindeki karanlık çekirdekten şüphelenmişimdir.
Mesela kalp kırmak hedefine kilitlenmiş ama kendini dürüstlük olarak satan dobralık şimdilerde gençler arasında pek gözde bir tutum.
"Ne yapayım, doğruya doğru!" diyerek hasetlerini, öfkelerini, hayal kırıklıkları ve nefretlerini örtüyor, yahut örttüklerini sanıyorlar da, bir de üstüne alkış bekliyorlar.
Örgütlü sahte nezakete gelince, bu daha feci bir hal ve sosyal bir sorun!
Sürekli ceket iliklemeyi edep diye sunan bir topluluk kültürü...
Sırtını güce ya da güç illüzyonuna yaslayıp etrafa "zayıf" görüntü veren kibarlık...
Maalesef edebe ve nezakete susamış toplumu kandırabiliyor.
***

Bugünlerde içimden sık sık ninemi anıyorum.
Rahmetli derdi ki, "Şer içinde bir değil birçok hayır gizlidir, görmesini bilene görünür."
Apaçık görüyoruz işte!
Üzerlerine üniforma gibi nezaket giydirilmiş insanlar asapları bozulunca o giysilerini bir kenara fırlatıveriyorlar.
Siyasal fikirlerini beğenmedikleri kadın yazarlara twitter ortamında en aşağılık hakaretlerle saldırırken görüyorum onları. Onların yerine biz utanıyoruz.
Hani edep ve nezaket hiç solmayan bir iklimdi sizin için?
Kimse söylemeyecek mi size? Nezaket de imtihana tabidir.
O imtihanda yeniliyorsan, dön bir bak (oraya değil, o uzaklara değil!); dön bir bak kendine!
En iyisi, robot olma, hepimiz gibi "insan" ol; bütün fikirlerin, hayal kırıklıkların ve öfkelerinle!
Kabul, o yeter hepimize!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.