Madem kanser olma ihtimali yükseliyor...
Sıradan bir şikâyet için gittiğimiz doktor uzun uzun gözlerimizin içine baksa...
Ve "önümüzdeki yıllarda kanser olma ihtimalin yükseliyor" dese...
Ne yaparız?
Şu kesin: Kısa bir süre için de olsa, ilk olarak güncel meselelere olan ilgimizi yitiririz. Hele siyasetmiş, sosyal kavgalarmış, bütün bunlar görüş alanımızdan çıkıverir.
Fakat mesaj doğrudan kişiye özel değil de, topluma yönelikse, aldırmayız.
Geçen gün açıklanan BM Dünya Sağlık Örgütü'nün yeni kanser raporunun başına aynı şey geldi. Gelecek yirmi yılda hastalığa yakalananların ve bu nedenle hayatını kaybedecek olanların sayısının ikiye katlanacağını açıklayan rapor ne medyadan ne de kamuoyundan ilgi gördü.
Bilmem, şu satırların da yüzüne bakacak mısınız?
Kanser denilince aklımıza iki şey geliyor...
Birincisi... "Ne yesek ne içsek de kanseri önlesek?" yaklaşımının abartılması.
Hatırlarsınız, Dr. Mehmet Öz kendisine kanser teşhisi konulduğunda "onca dikkatime rağmen belli ki bir hatam olmuş!" demişti.
Bir arkadaşım var, internette gezen bir iddiaya iman etmiş, şeker tüketmezse asla kanser olmayacağına inanıyor.
İkincisi... Medyada sık yer bulan "Mücadele etti, kanseri yendi" röportajlarının bıçak sırtı özelliği.
Tamam! Moral veriyorlar. Fakat bir yere kadar! Nihayetinde insan ölümsüz değil, "kanseri yenenler" de öyle!
Üstelik, bu türden hikâyeler bazen fazla yüksekten uçuyorlar. Öyle ya, kaç kişi kemoterapisinden sonra alıp başını çiftliğine gider; kaç kişi kanser teşhisi konulunca kursa girip denizci ehliyeti alır ve Ege'ye yelken açar?
Kanser hakkında bolca fantezi üretiyoruz ama tedavi sürecinin temel meseleleri konusunda susuyoruz.
Oysa moraliyle olduğu kadar ilacıyla, maliyetiyle, özenli bakımıyla da problemsiz bir tedavi sürecine ihtiyacımız var.
Daha yakınlarda içinde profesörlerin de bulunduğu sahte kanser ilacı çetesi yakalandı. Neden bu çeteler oluşuyor?
Sağlık Bakanlığı'nın aldığı bütün önlemlere rağmen neden bazı kanser ilaçları piyasada bulunmuyor?
Hepsini geçtim, kanser vakalarında hastanın yakın çevresinin de ciddi bir finansal ve psikolojik girdaba sürüklendiğini daha ne kadar görmezden geleceğiz?
Hani diyorum ki...
Dikkatlerimizi biraz da bu noktaya yöneltsek fena mı olur!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.