HAŞMET BABAOĞLU

Avrupa’nın Akdeniz sadizmi!

Batılı olmak ne konforlu bir şey! Akdeniz'i kuzey kıyısından bakarak sevmek ne güzel!
Bir kere ellerin hep temiz görünüyor. Popüler kültür ve demokrasi manikürü bütün pisliği örtüyor.
Bir seferde çoluk çocuk 700 mülteci Akdeniz'in sularına gömülünce Avrupa parlamentolarının acil toplanmalarına aldanmayın!
Kendi kötülüklerini unutmak ve unutturmak becerisinde üstlerine yoktur.

Hele konu çelimsiz, zavallı, "kara" yabancılarsa, insancıl defterler açıldıkları gibi kapanıverir.
Önümüz yaz...
Merak etmeyin!
Kıyılara vuran siyah tenli cesetleri
sabahın erken saatlerinde toplayıp kahvaltıya masmavi bir deniz önünde "yaşam sevinci"yle başlamayı yine becereceklerdir.

***

İtalya mültecilere yardım etmeye çalışan tek ülkeydi. Avrupa Birliği muazzam bir pintilik ve ekonomik kriz şantajıyla İtalya'nın mülteci kurtarma ve koruma programı Mare Nostrum'u durdurmaya zorladı.
Oysa programın maliyeti AB maliyesinin batan bankaları kurtarmak için verdiği paranın ellide biri kadardı.
Programın durduğu Kasım 2014'ten bu yana durum ortada...
Artık birçok uluslararası yardım kuruluşu teknelerin batışı ve mülteci ölümlerinin "kaza" olmadığını, bir "tercih" olduğunu düşünüyor.
Son kazayı düşünün...
Boyu sadece yirmi metre olan bir teknede yüzlerce insan...

Aklınıza sığmaz, böyle bir şey.
Fakat acıdan, açlıktan, katliamdan kaçan o insanlar bu teknelere sığışıyor.
Gerçek şu ki, acil önlem alınmazsa bu ölümler artacak. Libya'da iç savaş ihtimali gitgide kızışıyor ve Akdeniz'in hakikaten bir toplu mezara dönüşme ihtimali büyüyor.
***

Dün hep alışveriş yaptığım marketin kasiyeri bir yandan hesap yaparken, bana dönüp "bu mültecilerin hali çok üzücü çok!" diyecek oldu.
Arkamda bekleyen pek sıkıntılı ve (yanlış anlamadıysam) eğitim sektöründen emekli beyefendi "Onlar da kaçacaklarına kendi ülkelerini adam etsinler! Avrupa ne yapsın!" diyerek müdahale etti.
Ses çıkarmadım...
Ama içimden "ah!" çektim...
Bilmediğimiz şey mi!
Kolonyalist efendi
hep haklı çıkartılır; çiftlik kâhyaları hiç vakit kaybetmeden onlar adına topa, tüfeğe, söze sarılıverir.
Bütün diyeceğim şu...
Artık "Akdeniz romantizmi" lafı duymak istemiyorum. Hatta bir süre hafif şekerli, notaları arasında meltemler esen o çok sevdiğim Akdeniz şarkılarını dahi dinleyebileceğimi sanmıyorum.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.