HAŞMET BABAOĞLU

Kötülük ahtapotu!

İster istemez önümüzdeki günler boyunca Fetocu büyükbaşların tasfiyesine odaklanacağız.
Devlet kurumları içinde kendilerini gizleyenlerin açığa çıkartılması sürecinden gözümüzü ayıramayacağız.
Kimi robotlar "Vallahi biz bayrağı kapıp meydanlara fırlamıştık" diye ortalığı velveleye verecek.
Bu süreç böyle geçecek.
İşin tabii akışı bu!

***
Umarım...
Bunca patırtı içinde kötülük ahtapotunun kollarının ne kadar uzun olduğunu; nasıl toplumun her köşesine uzandığını; bazı görev ve meslekleri nasıl kirlettiğini unutmayız.
Hiçbir şey artık "sıradan" görülmemeli.
Çünkü sıradan değiller.
Unutmayalım ki...
15 Temmuz gecesi sokaklarda kurşun yağmuruna tutulup yaralanan, tanklar tarafından ezilen, dipçiklerle darp edilen insanlar bazı hastanelerin acil servislerinde (mesela Şişli Etfal'de) doktorlar tarafından "kimin için yaralandıysan, git o tedavi etsin seni" laflarıyla karşılandılar.
Ankara'da Turgut Özal Üniversitesi Hastanesi'nde yaralılara "Askere karşı çıkılır mı, çekip gidin buradan" diye çıkışıldı.
Böyle dolu örnek var.
Gördük ki...
Bu heriflerin gözünde Hipokrat yemini, meslek değerleri ve vicdanın hiçbir anlamı yok!
Bu robotlar yalnız Türkiye'ye değil, "insan"a da yabancılar!
Şimdi bazı "cool demokrat" havasındaki arkadaşlar bize "masum taban"dan söz ediyorlar.
Üzgünüm...
Doktoru böyle olanın...
Bakkalının, öğretmeninin, memurunun, işadamının farklı olabileceğini düşünemiyorum.
İnşallah öyleleri de vardır.
***
14 Eylül 2015'te bu köşede yer alan "Ülke muazzam bir kötülükle savaşıyor" başlıklı yazımı hatırlıyorum.
Şöyle demişim...
"Düşünün...
Bir yüzden, bir kalıptan, bir kişilikten yoksun bir yıkıcılık...
Her yüze, her kalıba, her kişiliğe girebilmek, her davaya gaz vermek ve bundan hiç utanmamak...
Bütün siyasal-sosyal varlığını insanları "aldatmak" üzerine kurmak...
Varlığını bütünüyle araçlaştırmak, baştan aşağı ajanlaşmak...
Şeytanlık bunlar değilse, nedir?"
***

Hassas olmak, kimsenin hakkına girmemek gerek.
Nefsani hınçlara bağlı ihbarlara ve özensiz tasfiye operasyonlarına, yangından kaçarken doluya tutulmamaya dikkat etmeliyiz.
Fakat diyelim ki...
2012'den bu yana yaşadıklarımızı unuttuk.
15 Temmuz gecesi yaşadıklarımızı da unutacak değiliz ya?
Gazi Çengelköy'de halka ateş açan üniformalı pisliğin neye güvenerek "gebere gebere gideceksiniz" diye bağırdığını mesela...

***

AYNA
Yolunun yiğitleri, bela okuna hedef olanlardır. Onlar kibir külahını atmışlar, yücelik tacıyla başlarını yükseltmişlerdir. ŞİRAZLI SADİ

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.