Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HAŞMET BABAOĞLU

Üzülüyorum...

Aksaray İlköğretim Okulu'nda otizmli çocukları istemeyip yuhalayan velilerden biri diyor ki;
"Bırakın teneffüste kaynaşsınlar diyorlar ama ne bileyim, belki birdenbire çocuğumun üzerine atlayacak, korkutacak...
Zaten onları görünce bile psikolojileri bozuluyor..."
O velilerin tv kameraları karşısındaki konuşmalarını izlerken bir yandan da düşünüyorum...
Teneffüste birbirlerine yapmadığını bırakmayan, psikolojisi bozuk ve vukuatsız eve dönmeyen, aşırı şımartılmış "normal" çocukları...
Büyüğe, öğretmene, komşuya saygısız, arsız, hatta küfürbaz (ne çok arttılar!) çocukları...
Ana babaların evde yaka silkip dışarıda etrafa karşı "çok akıllı da ondan amcası!" gösterileri yaptıkları çocukları düşünüyorum...
Ah şu insan!
Farklı ve yabancı görüneni yaftalayıp itelemek nasıl kolayına geliyor ama dönüp hiç kendine bakmıyor.
Baksa, ne çok şeyi anlayacak; daha "insan" olacak!

***

Yok, o okulda olanlardan uzun uzadıya söz etmeyeceğim.
Zaten başkaları yerine de utanmaktan yorulduk.
Sadece kendi çocuklarının haklarını ve başarısını düşünüp başka çocukları zerre umursamayan ebeveyn türünün bütün kesimlere yayılmaya başladığını bir kez daha gördük.
Hep söylediğim gibi "az bilgiyle çok iddialaşmak" hastalığının salgına dönüştüğünü, otizm hakkında hiçbir bilgisi olmayan bir mahalle muhtarının ortalığı yangın yerine çevirebildiğini anladık.
Ancak bütün bunları bir "toplumsal özellik" gibi göstermek, "biz zaten buyuz" diye işi sinsi bir siyasal kampanyaya, toplumu aşağılayan bir rüzgara çevirenlerden de usandık.
Biz bu değiliz. Olmayız.
Olmamalıyız.

***

Bu noktada beni çok rahatsız eden bir şey daha var.
Hem gündelik hayatta, hem de sosyal medyada uzun zamandır dikkatimi çeken bir eğilim...
Otizmli veya down sendromlu çocukların anne babalarını üzmeyi zevk edinen sayıları hiç azımsanmayacak bir kesim...
Eş dost sohbetlerinde kendilerini kaybediyorlar, otizmli çocukların annelerinin sosyal medya hesaplarına acımasız mesajlar atıyorlar...
Ukalalar fakat fena halde cahiller.
Kabalıkları sınır tanımıyor.
Hal hatır sormayan, selam vermeyen ama çekirdek çitler gibi başkalarının canını yakan, hatta bunu zevk edinen bir kalabalık.
Bazıları henüz genç.
Büyüdüklerinde nasıl bir dünya kuracaklar, dersiniz?..
Asıl buna üzülüyorum.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA