Cumartesi notları: Tartışma, sohbet et!
Ekranlarda ciddiye aldığım bir ya da iki sohbet/yorum programı var. (Yalandan tartışma havası verilen programları izlemiyorum.) İşte bunlardan birinde yorumcu profesör şöyle diyor: "Dünyanın asıl sıkıntısı şurada ki, bir yandan pandemi etkisi sürerken eş zamanlı olarak gıda ve enerji tedarikinde sıkıntı yaşanmaya başlandı." Hayır, arkadaşım! Lütfen kelimelere, kavramlara dikkat! Tek bir kelimeyle bile insanları yanıltabiliyor, akıllarını karıştırabiliyorsun... Sözünü ettiğin sıkıntılar eş zamanlı olarak, ayrı ayrı ortaya çıkmadılar. Başımıza ne geliyor ve ne gelecekse, bilin ki tetikçisi 2020 yılındaki pandemi ilanı ve onu takip eden kısıtlamalardır. Kaçmayın gerçeklerden, insanları kandırmayın!
***
***
Tartışmayı ağız dalaşı sandık... Bu esas yanlışımız. Ayrıca tartışarak bir şey öğrenildiğine, tartışma yoluyla tarafların birbirini ikna ettiğine hiç rastlamadım, siz rastladınız mı? Oysa karşılıklı güven içinde sürdürülen bir sohbet insana çok şey öğretir. Ama ne yaptık medyada? Sohbetleri de klişelerin "al gülüm ver gülüm"üne çevirdik, o çok fena işte!***
***
Dün sabah bir arkadaşımla laflıyorduk. "Sen hep durup bakmaktan söz ederdin ama bitti o iş; düşünsene, pandemi döneminde bile durmamak için neler yaptık" dedi; "durmaya çalışan sorunlu sayılıyor." Byung-Chul Han okumamış hiç. Birkaç kitabını tavsiye ettim. Han'ın "hız yüzünden her şeyin şimdiki zamanın içine tıkıştırılması ve bu yolla tefekkürün imkansızlaştırıldığı" tezini önemsiyorum.Ayrıntılar için lütfen tıklayın.