Levent Kırca, Beykent Üniversitesi'ndeki dersine konuk oyuncu olarak katılan manken Esra Eron'u, geç kaldığı için herkesin önünde aşağılamış ve; "Defilelerden kaç lira alıyorsan söyle biz de sana verelim, okulda bikiniyle dolaş", "Mahalle kadını gibi konuşuyorsun", "Öğrencilerimle burada bir kadavra incelemiş olduk" demişti. Ben de, bu ilginç ve seviyesiz tartışmada Esra'nın, okulun iletişim faaliyetlerini sürdüren bir şirketin reklamına kurban edildiğini yazmış, Levent Kırca'yı da tavrından dolayı eleştirmiştim.
Hızlı hayatı nedeniyle sık sık eleştirdiğimiz Esra, bu olayda baştan sona haklı. Bu konuda büyük yara alan ve gururu kırılan Esra, şimdi 100 milyarlık dava açmaya hazırlanıyor. Avukatlar televizyonlarda yayınlanan haberlerin kayıtlarını topluyormuş. "Ben kendimden güçsüze hiç saldırmadım, güçsüze saldırmak çok kolay" diyen Esra, bence küçücük yaşına rağmen çok güzel bir şey düşünmüş.
İletişimin önemi...
Eğer davayı kazanırsa bu parayla üç iletişim fakültesi öğrencisinin eğitim masraflarını karşılayacakmış. Çünkü "iletişim"in çok önemli olduğuna inanıyormuş. Yıllardır halkla iletişim halinde olan ama sırf usta olduğu için karşısındakine her türlü sözü söyleme hakkını kendinde gören Kırca'ya karşı sanırım bundan daha anlamlı bir davranış sergilenemezdi!
