Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Demokrasi "birlikte yaşamak" için vardır

İktidarın aşırı güçlü olması demokrasi açısından nasıl bir zaaf ise, muhalefetin aşırı güçsüz olması da aynı ölçüdeki zayıflıktır.
Türk demokrasisinin sağlıklı işlemesi için, özellikle ana muhalefet partisi CHP'nin "Yeni Türkiye"yi doğru gözlemlemesi ve bir yeniden yapılanma içine girmesi gerekiyor.
Arşivleri karıştırırken bundan önceki CHP Genel Başkanı Baykal'ın, 2000'lerin başında bir gençlik kurultayında yaptığı konuşmaya rastladım. Şöyle konuşmuş Baykal:
- CHP iktidar koltuğunda oturmuyor olabilir; ama o koltukta oturanlar CHP idealleri doğrultusunda hareket etmek zorundadır. Gerçek iktidar Atatürk'ün iktidarıdır. İktidarda o kişinin, bu kişinin oturması önemli değildir. Önemli olan Atatürk'ün oturmasıdır. Bizim hedefimiz Mustafa Kemal'in iktidarını sürdürmektir. İktidarda olduğumuz zaman da bunu sürdüreceğiz, iktidarda olmadığımız zaman da...

Gerçek iktidar nedir?

Bu bakış açısını sürdürür ve artık Cumhurbaşkanının da halk tarafından seçileceği Yeni Türkiye'nin siyasetine de yaklaşırsanız "Seçim kaybetsek de iktidardayız" anlayışı ile asıl "Gerçek iktidar"a asla aday olamazsınız... Halkın desteğini değil, atanmış kurulların desteğini almaya çalışırsınız.
Kısacası demokratik siyasete yön vermek durumundaki her kesimin yeni bir siyaset ve demokrasi anlayışı arayışına girmeleri gerekiyor. Ve öncelikle çoğulcu ve özgürlükçü demokratik siyasetin "Birlikte yaşamak" temelinde oturması gerektiğini, hepimizin kabul etmesi de gerekiyor.
Yaşam gibi siyaset de asla bir poker oyunu değildir. Gerçek yaşamda bir kişi kazandığı zaman diğer oyuncuların mutlaka kaybetmeleri gerekmez. Özellikle toplumsal yaşamda, politikada, ekonomide herkesin bir ölçüde kazançlı çıkması gerekir.

Hoşgörü ve uyum meselesi

Demokraside bu nedenle iktidarın var olması yetmez, muhalefet de mutlaka var olmalıdır. İş hayatında rekabet olmadığı zaman da "Sektörler" değil "Tekeller" doğar.
Türk toplumunda bu gerçekleri sık sık unutan oyuncular kuşaklar boyudur hep var. Medyada da "Polemik"ler düşünceyi ayaklar altına alıp, rakiplere hakaret etmek veya hain ilan etmek zeminine taşınmıyor mu? İş dünyasında da rakiplerinin battığını gören sermaye sahipleri, tek başlarına kaldıklarını zannedip seviniyorlar. Oysa bir ekonomide de, fizikte olduğu gibi zincirleme reaksiyonlar fazlasıyla vardır.
Bu gerçeklerin ışığında toplumsal yaşamın tüm oyuncularının, rakiplerinin de masada kalmalarına yardım etmeleri gerektiğini hatırlatmalıyız.

İflası önlemek için...
Birlikte çalışmaları, gereğinde dış dünyaya karşı dayanışma içine girmeleri ve anayasal demokrasinin kuralları içinde uyumlu çalışmaları gereken kurumların mensuplarının birbirlerini yok etmeye ahdetmiş görüntü vermeleri, siyasi rakiplerin de birbirlerini yok etmeye çalışan düşman kamplar görüntüsüne girmeleri, ancak bir film senaryosunda hoş karşılanabilir. "Ya sev, ya terk et" benzeri söylemlerin çoğulcu ve özgürlükçü demokraside yeri olamaz.
İhtirasın boyu aklın boyunu aştığı zaman ve koltuklara sahip olmak için verilen kavga hizmet etmek için sürdürülmesi gereken rekabeti unutturduğu zaman, bundan bütün toplum zararlı çıkar. Ellerine rakiplerinden daha iyi kart geldiğini zannedip kuralları çiğneyen oyuncuların, sonunda masadan iflas edip kalktıklarının öyküleriyle doludur Las Vegas tarihi...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA