Köşe yazısı kuralları
Köşe yazılarında polemik, hareketli basınımızın renkli ve vazgeçilmez yanlarından biri. Çeşitli konularda bunun örnekleri her gün yaşanıyor. Polemikçi yazarların daha çok okunduğu gibi bir inanç da yaygın.
Ama okurların bir kesimine göre Türkiye'deki polemik üslubunda, seviyesinde ciddi problemler var.
Uygar demokrasilerde kişiselleştirilmiş polemik, tartışmalar, sataşmadan küfürleşmeye vardırmalar istisnaları oluşturur.
Polemikçi 'kişiselleştirse' bile, bunu rafine bir dille yapmaya gayret eder.
Bizde ise genelgeçer olan kural, öne sürülen bir fikrin veya karşı fikrin kendisini değil, onu öne süreni hedef alarak tartışmaya girişmektir.
Bu nedenle, fikirleri beğenilmeyen kişilerin aşağılanması veya çoğu özel bağlantılarının, sosyal aidiyetlerinin ifşası yoluyla güvenilirliğinin kırılması amaçlanır.
Ama başka yanları da var tabii. Köşeyi bugün konuyu değerlendirmesi için SABAH okuru Naci Akçal 'a bırakıyorum.
Akçal'ın faksını öncelikle köşe yazarlarının ve editörlerin dikkate alacağını umarak...
"İçinde edep dışı sözcükler geçen yazıları yayınlamaktan vazgeçelim" diyor Akçal, " SABAH'ın 'hangi tarafımızdan vazgeçelim?' sorusuna yanıt ararken.
Mektubunun hemen tümünü okurlarla paylaşıyorum:
"Her şeyden önce gazetenizin hemen hemen aynı görüşleri benimseyen iki yazarının, ama özellikle birisinin, aynı gazetedeki bir başka yazar hakkında ima yollu, 'aptal', 'kocaöküz! ve 'puşt' vb edep dışı sözcükler kullanmasının önüne geçilmelidir. Keza hoşa gitmeyen söz ve davranışlar için 'hıyarlık', beğenilmeyen bazı kesimler için 'kafasızlar' veya 'cahiller', aralarında benim de bulunduğum yaşlı kimseler için sık sık 'moruklar' türünden sözcükler kullanmaktadırlar ki bu fevkalade rahatsız edici bir durumdur. Sırf bu yüzden başka bir gazeteye abone olmak istedim. Ama özellikle Erdal Şafak beyin bilgi ve düşünce bakımından fevkalade zengin olan yazıları yüzünden SABAH'tan vazgeçemedim.
İfade ve düşünce özgürlüğü başka şeydir, edep dışı sözcükler kullanmak başka şeydir. Hiçbir ifadeye ve hiçbir düşünceye yukarıda örneklerini verdiğim çirkin kelimeler kullanılarak "inandırıcılık" kazandırılamaz. İnandırıcılık ifade ve düşüncenin bizatihi kendi içinde mündemiç olmalıdır.
Vahim olan bir başka durum da SABAH Gazetesi'nin böyle çirkin kelimeler içeren yazıları aynen baskıya vermesidir. Bu çirkin kelimeler, sayın Atilla DORSAY'ın da ifade ettiği gibi, okuyucunun suratına atılmış bir tokat gibidir. Ancak tokat etkisi, Sayın Dorsay 'ın ifadesinin aksine sadece 'hassas ruhlu okurlar' için değil, kendini insan bilen her okuyucu için söz konusudur. Bu sözcükler argo sözcükler olmayıp edep dışı sözlerdir. Ve nihayet bu sözcüklerin aynen yayınlanması, gene Sayın Dorsay 'ın ifadesinin aksine, sadece 'büyük gazeteler' için değil, her türlü basın ve yayın organı için de uygunsuzdur.
SABAH Gazetesi, ifade ve düşüncelerinin bir kelimesine dahi müdahale etmeksizin, yazarlarının yazılarında çirkin sözcükler kullanmalarını kesin olarak engellemelidir. Böylece 20 Şubat 2009 tarihli sayısında olduğu gibi 'yazarın maksadını aşan' ifadelerinden dolayı okuyucularından özür dilemek zorunda kalmaz."
Bu sözlere yer verirken, bazı temel noktalara dikkat çekmekte yarar var.
* <ı>Batı'daki <ı>bir <ı>büyük <ı>gazetenin <ı>her <ı>gün <ı>dünyaya <ı>duyurduğu <ı>gibi <ı>"gerçekler <ı>kutsal, <ı>kanaatler <ı>hürdür". <ı>Okurumuz <ı>herhalde <ı>köşe <ı>yazıları <ı>için <ı>bazı <ı>gazetecilik <ı>kriterlerinin <ı>(örneğin <ı>'tarafsızlık') <ı>uygulanamaz <ı>olduğunu <ı>bilmektedir. <ı>Kanaatler <ı>özgür <ı>olduğu <ı>için <ı>de <ı>onlara <ı>gelen <ı>itirazlar <ı>ve <ı>şikâyetler <ı>(maddi <ı>hatalar, <ı>dil <ı>yanlışları, <ı>ırkçılık, <ı>etnik <ı>ve <ı>dini <ı>nedenlerle <ı>açıkça <ı>aşağılama, <ı>intihal <ı>ve <ı>bilinçli <ı>veri <ı>saptırmaları <ı>içermediği <ı>sürece) <ı>hiçbir <ı>zaman <ı>bu <ı>köşede <ı>değerlendirmeye <ı>alınmaz, <ı>alınamaz. <ı>Bir <ı>köşe <ı>yazarını <ı>beğenirseniz <ı>okursunuz, <ı>beğenmezseniz <ı>okumazsınız.
* <ı>SABAH'ın <ı>henüz <ı>belirlenmiş, <ı>kabul <ı>görmüş, <ı>kamuya <ı>açıklanmış <ı>bir <ı>yayın <ı>ilkeleri <ı>metni <ı>yok. <ı>Her <ı>ne <ı>kadar <ı>gazete, <ı>Türkiye <ı>Gazeteciler Cemiyeti <ı>'nin <ı>genel <ı>destek <ı>almış <ı>Hak <ı>ve <ı>Özgürlükler <ı>Bildirgesi <ı>içindeki <ı>yayın <ı>kurallarını <ı>esas <ı>alıyor <ı>ise <ı>de, <ı>SABAH'ın <ı>kimliğine <ı>özgü <ı>hassasiyetlerini <ı>de <ı>ortaya <ı>koyan <ı>bir <ı>metninin <ı>olması <ı>gerekir. <ı>Burada, <ı>küçük <ı>düşürme, <ı>iftira, <ı>kanunun <ı>suç <ı>saydığı <ı>fiilleri <ı>övme, <ı>kişileri <ı>keyfi <ı>olarak <ı>suçlu <ı>veya <ı>masum <ı>ilan <ı>etme <ı>vb <ı>noktalarda <ı>köşe <ı>yazılarını <ı>da <ı>yönlendirici <ı>ilkelerin <ı>yanı <ı>sıra, <ı>çok <ı>gerekli <ı>görülen <ı>bu <ı>ve <ı>benzeri <ı>hallerde <ı>genel <ı>yayın <ı>yönetmenine <ı>köşe <ı>yazılarına <ı>müdahale <ı>etme <ı>yetkisi <ı>de <ı>açıkça <ı>ortaya <ı>konulmalıdır. <ı>Fakat <ı>her <ı>halu <ı>kârda <ı>okur, <ı>köşe <ı>yazılarında <ı>alay, <ı>hiciv, <ı>mizah <ı>ve <ı>ironiyi <ı>de <ı>kabullenmek <ı>zorundadır.
* <ı>Ancak <ı>şu <ı>da <ı>var: <ı>Köşe <ı>yazılarını <ı>mutlak/sınırsız <ı>bir <ı>özgürlük, <ı>koşulsuz <ı>"dokunulmazlık" <ı>da <ı>belirleyemez. <ı>Köşe <ı>yazılarını <ı>onu <ı>yayınlayan <ı>kurumun <ı>kimliğinden <ı>ayrı <ı>görmek <ı>mümkün <ı>değildir. <ı>Kişisel <ı>davalara, <ı>rövanş <ı>ve <ı>intikam <ı>projelerine, <ı>kurumsal <ı>kimlik <ı>ve <ı>amaçtan <ı>tamamen <ı>kopuk <ı>çıkarlara <ı>hizmet <ı>eden; <ı>sadece <ı>kişisel <ı>yarar <ı>ve <ı>imtiyaz <ı>sağlama <ı>amacı <ı>taşıyan, <ı>mesleğin <ı>onurunu <ı>suiistimal <ı>unsuru <ı>içeren <ı>köşelerin <ı>temel <ı>gazetecilik <ı>ilkeleri <ı>ve <ı>hedefleri <ı>içinde <ı>yeri <ı>yoktur. <ı>Doğru <ı>tavır <ı>ise <ı>köşe <ı>yazarının <ı>vicdanına <ı>bağlıdır.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.