Yunanistan'ı kasıp kavuran şiddet olaylarının ardında bulunan Yunan gençlerini iki gruba ayırmak gerekiyor. İlk grup her fırsatta şiddet olaylarına başvuran ve kendilerini "iktidar karşıtları" olarak tanımlayan "maskeliler"... Diğer grupsa öğrenciler... Ülkeyi ve hükümeti tedirgin eden, öğrencilerin şiddet olaylarının içinde yer alması. Öğrencileri şiddet olaylarının içine çeken hükümetin "eğitim ve sağlık" alanında yeni yatırımlar yapmaması, artan pahalılığa bir dur diyememesi.
OKULLARDAN SOKAĞA
İşte okullarını, sınıflarını bırakıp sokaklara çıkan ve polisle çatışmayı göze alan bu gençler yaptıklarıyla seslerini duyurmayı ve kendilerini "görmezden gelen" siyasilerin dikkatini çekmeyi umuyor. Yunanistan'ın AB ülkeleri arasında eğitim ve sağlık alanlarında en az para harcayan ülkeyken NATO ülkeleri arasında Türkiye'den sonra silahlanmaya en çok para harcayan ülke olması gençleri çığırından çıkaran nedenlerin başında geliyor. Yunanistan savaş uçakları, savaş gemileri ve deniz altı filolarını yenilemek için milyarlarca euro harcarken, devlet okullarının bakımsızlıktan çürümesi, maaşların düşüklüğü gençlerin isyan etmesine neden oldu.
MASKELİ ROBİN HOOD
Hükümetin başından eksik olmayan skandallar gençlerin hükümete olan güvenini de geleceğe olan inancını da yıktı. Asgari ücret AB ülkelerinin çok altında yaklaşık 700 euro civarında olması, bir fincan kahvenin fiyatınınsa 4 eurodan başlaması gençlerin sokaklara çıkmasına neden oldu. Bir de protestocuların öteki yöntemi kullananları da var. Yüzü maskeli gençler Atina ve Selanik'teki büyük marketlere girerek raflardan et, süt, makarna, pirinç, şeker, domates, salatalık gibi fiyatları sürekli artan gıda maddelerini çuvallara koyarak alıyor. Sonra da "çağdaş Robin Hood"lar gibi pazarlarda emeklilere, ev kadınlarına dağıtıyorlar.
