Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SÖZÜN ÖZÜ ÜNAL ERSÖZLÜ (EGE)

İzmir'den görünen

İzmir CHP'de, ilk bakışta karmaşık bir süreç yaşanıyor gibi görünüyor.
Parti Meclisi'nde 8 kişi ile temsil edilen İzmir'den, hiçbir ismin MYK'da yer almaması, elbette tepkilere neden oluyor. Şurası bir gerçek ki İzmir, CHP'nin merkez yönetiminde, her zaman en üst düzeyde temsil edilen bir kent olmuştur. Ama bir başka gerçeğin altını da çizmek gerekiyor; Parti Meclisi'nde yoğun şekilde temsil edilen İzmir'den tek bir ismin bile MYK'da görevlendirilmemesi, CHP İzmir'in olduğu kadar, CHP Genel Merkezi'nin de sorunudur. Belki de bu tercih Kemal Kılıçdaroğlu'nun bundan sonraki süreçte, İzmir'e ilişkin tüm kararlarda kendisinin direk katılımcı olacağının bir ifadesi.
Bu tablodan yola çıkarak "İzmir cezalandırıldı" yorumları yapmak da, çok sağduyulu değil. Aslında değiştiği belirtilen CHP'de; bu gelişme hala 'fikirler değil de, sadece ekipler üzerinden tercih geliştirmeye' dayalı eskimiş bir siyasi refleksin sonucu mu? Bu soruya doğru yanıtlar vermek gerekiyor. Dikkat ederseniz, İzmir CHP'nin bütünündeki görüntü de; 'bugünü ve geleceği' sürekli sadece kişiler, ekipler üzerinden kurguluyor.
Örneğin bir ekip, bir başka ekibe eleştiri getirirken, sadece kişilerin tutumlarına ilişkin değerlendirme yapılıyor. Yani kim, hangi konuda, hangi değerde, hangi fikri savunuyor; yaklaşımlarından çok; kim kiminle hareket ediyor; kim kimi hangi konuda; hangi tutumuyla ilgili eleştiriyor; benzeri değerlendirmeler öne çıkıyor. Oysa CHP'nin, İzmir dahil, bunlar ve kendi içindeki çekişmelerden çok; Türkiye'yi, kentleri, dünyayı konuşması gerekiyor. Neler olduğunu, neler olacağını, neler olabileceğini; sorunları, bugünü ve geleceği konuşması gerekiyor.

UNUTULMAMASI GEREKEN

Elbette CHP'nin MYK seçiminde, İzmir'in temsil edilmemesini değerlendirirken de; sözkonusu organizasyonun, aslında çok dar bir alanı kapsadığı, görevlendirmeleri tüm bölgelere paylaştırmanın ise fiziki anlamda mümkün olamayacağı, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun yeni bir döneme girerken, çok yakın çalışma arkadaşlarını bizzat belirleme hakkına sahip olduğu, buna da saygı duymak gerektiği, unutulmamalı.
Kanımca CHP'de kadro değişim hareketine bakıldığında da en önemli detay; Erdoğan Toprak ile Nihad Matkap'ın, aslında daha pasif sayılabilecek görevlerle konumlandırılması, Denizli Milletvekili Adnan Keskin'in ise yeni bakış açısıyla, örgütlerle ilişkide farklı noktaya getirilmesidir.
Partiyi çok yakından tanıyan, bilen, izleyen Adnan Keskin'den beklenen ise artık gerçek anlamda 'abilik' yaparak, İzmir'de olduğu gibi kendi içinde kırgınlıklar taşıyan CHP örgütlerini, bütünlüklü bir şekilde birbiriyle kaynaştırmak olacak. Bu anlamda İzmir'in MYK'da olmaması bir eleştiri konusu olurken, Keskin'in, partinin en güçlü ikinci ismi ve ağabeyi konumunda bulunması, İzmir ve Ege açısından şans olarak görülebilir. Keskin'in yanı sıra Aydın Milletvekili Bülent Tezcan'ın da, hukuk işleriyle ilgili görev alması, Ege açısından önem taşıyan gelişmedir.

ŞAFAK PAVEY'E GÖREV
CHP MYK'sında oluşan görüntüde, Gürsel Tekin'in yeniden görevlendirilmesi dikkatle izlenmesi gereken bir durumdur. Aslına bakarsanız, Gürsel Tekin, Erdoğan Toprak'ın, İstanbul başta olmak üzere, CHP örgütlenmelerini belirlemesi; kendisinin 'insiyatif kullanamaması' nedeniyle görevinden istifa etmişti.
Erdoğan Toprak'ın daha geri bir göreve çekilmesi ile Gürsel Tekin'in yeniden ikna edildiği ve güç kazandığı gerçek. Bu hamle Gürsel Tekin'in, önümüzdeki dönemde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na ciddi olarak hazırlandığını ve bu niyetin Kemal Kılıçdaroğlu tarafından da desteklendiğini göstermektedir. Bu arada CHP'de Şafak Payev'e de Genel Başkan Yardımcılığı görevi verilmesi, İzmir dahil, kamuoyunda sevgi ve sempati ile karşılanmaktadır.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA