Bir gazetede
Okudum dün.
İstanbul'da bir
Apartman yöneticisi
Rottweiler cinsi
Köpekle geziyor.
Sık sık hırlayıp havlayan köpek
Dişlerini göstererek
Yönetim muhaliflerini
Korkutuyor.
Köpeklerin işidir,
Havlamak.
Becerebilirse de
Korkutmak.
Onlar havlar,
Sahibi kemiği
Ağzına dayar,
Karnı doyunca
Köpek susar.
Şimdi köpekle
Gezmek moda.
Sözüm meclisten dışarı,
Havlayan köpek 'ısırmaz' da derler.
Ayrıca'it ürür kervan yürür'
Gibi güzel bir sözümüz de var.
Anlayana tabii.

Neyse,
Zamanı gelince
Köpeklere ve
İtlik edenlere de
Değiniriz elbet.
Ama derdim
Aytaç Durak'ı
Aklayan bilirkişi
Raporu.
Şaşkınım,
Meğer Aytaç ağabey
Onlar sayesinde
Ceza almaktan kurtulmuş. Şu "Çatalan Şişeleme
Tesisi" işi var ya…
Hani 1.5 milyon doların
Çar-çur edilip
Suya gömüldüğü iş…
İşte o olayla ilgili,
Durak'ı da
Ceza almaktan kurtaran
Raporu gördüm.
Devletin milyonu battı
Raporla adam yırttı
Ne âlâ memleket...
Üç emekli Sayıştay üyesinden
Oluşan bilirkişi kurulu,
Adana 3. Asliye Ceza Mahkemesi'nde
Görevi kötüye kullanmaktan
Yargılanan Aytaç Durak'ı
Bakın nasıl kurtardı.
Mustafa Tuncel'in müşteki olduğu davanın duruşmasında,
"Durak bana, 'sen imza at, bir yolunu bulur
ruhsat alırım' dedi" şeklindeki ifadesinden,
Ve Durak'ın seçim gezilerinde "Adana'yı büyük bir tesise kavuşturduk" şeklindeki açıklamalarından,
Tesisle övünen sayısız beyanatlarından açıkça anlaşıldı ki,
Başkan Durak parayı bile bile suya gömdü…
Oysa adam belediyenin menfaatlerini korumakla yükümlü.
İmzasının yokluğu bir gerekçe olabilir mi?
Nitekim bilirkişiler imzası olmadığı için Aytaç Durak'ı kurtarmış oldu.
Ortada boşa harcanan 1.5 milyon dolar var.
Çürüyen bir de tesis.
Bunun hesabını kim verecek?
Bilirkişi raporunda,
"Çatalan Suyu Otomatik Dolum ve Şişeleme Tesisi için gerekli yasal izinler alınmadan ihale yoluyla yaptırılmasını Beldetaş A.Ş. yönetimi gerçekleştirmiş olduğundan bu tesisin yapımı ilgili karar, iş ve işlemlerde imzası bulunmayan sanık belediye başkanının sorumlu tutulmasının hukuken mümkün olmadığı, sanık Aytaç Durak'ın herhangi bir kamu zararına sebebiyet vermediği
ve görevini kötüye kullanmadığı..." deniliyor.
Benim bile kolayca cevaplayabildiğim soruları bilirkişi de yanıtlasın şimdi.
Soru: Beldetaş kimin?
Cevap: Belediyenin.
Soru: Yönetimini kim belirledi?
Cevap: Başkan Durak.
Soru: Şirket kimin emriyle kuruldu?
Cevap: Aytaç Durak'ın.
Soru: Şişeleme tesisini kurma kararını kim verdi?
Cevap: Elbette ki Başkan.
Soru: 1.5 milyon dolarlık tesisin yapılmasına Durak'tan başka karar verecek biri var mı?
Cevap: Hayır ama evrakta onun imzası yok…
Yani gitti paralar,
Öyle mi?
Milletin parası N
asıl batırılıyor
Anladınız mı şimdi?
Tezgaha bak, tezgaha.
Parayı batır,
Altına imza koyma…
Nasılsa para senin değil.
Bilirkişi evrakta imzası olmadığı için Durak'ı yargılatmadı.
Ama herkes biliyor ki Durak'tan habersiz belediyede kuş uçmaz.
O halde?
Bir hatırlatma,
Aytaç Durak,
Cevap vermekten
Niye kaçıyor?
Ergenekoncu
Bedrettin Dalan ile
Ne konuştuklarını
Aytaç Yalman'a N
e dediğini
Niye saklıyor?
Hüsamettin Özkan,
Aydın Doğan
Ve Süleyman Demirel'le
Adana'daki Kurmel'lerin
Çiftliğinde ne görüştüler?
Niye söylemiyor?
Korktuğu bir şey mi var yoksa?
Ayrıca Başbakan'ın afişlerini
Yırtanları ne zaman
Polise teslim edecek?
Söylese öğrensek artık.