Kaçakçı eşeği
Kaçakçıların eskiden sınırda mayınlı topraklara sürdüğü eşeğe denir 'kaçakçı eşeği.'
Geçtiği yolda mayın patlamazsa,
Kaçakçı da eşeğin arkasından giderdi.
Mayın patlarsa, eğer eşek de sağ kalmışsa rota değişirdi.
Ve daha birçok öykü ve romanı yazan Fakir Baykurt'tan dinledik hüzün dolu mayın hikayelerini ilk kez.
Baykurt'a 'Köy Romancısı' derlerdi.
Ülkemizin somut gerçeği olan köy insanlarını anlattığından…
Kaçakçılık öykülerinde de sık sık mayın patlatırdı usta yazar, okuyanı sarsmak için.
Gaziantep'in o zamanki ilçesi, şimdiki Kilis ili merkezdi.
Bu yüzden 1950'de Suriye sınırımız mayınlandı.
Çok askerimiz şehit olmuş mayın döşerken.
Mayınlamadan sonra kaçakçılık biraz azalmış Ama hiç yok olmamış…
Onun yerine 'kaçakçı eşeği' kullanıldı yıllar yılı.
Ekmek için sınırı eşeksiz geçmek ölüm demekti.
En azından ayaksız bir ömür…
Eşeksiz sınırı geçmeye kalkanlar mayına bastığında ya ayağını ya da gövdesini bıraktı oralarda...
Geçim uğruna, Zenginlik uğruna, Mayınlı arazideki seferler yıllar boyu sürüp gitti.
Zifiri karanlığı aydınlatan ışığın ardından kulakları yırtan o patlama sesi kaçakçının evini gözyaşına boğardı.
Bazen kaçan topu almak için, bazen de renk renk açan çiçekleri toplamak için girerlerdi mayınlı alana.
Patlayan mayınlarla ne küçük bedenler harap oldu buralarda…
Hiç şaka yapmadı mayınlar şimdiye kadar…
Bunun için takvim belirleniyor.
Terörden beslenen, uyuşturucu satan, kaçakçılık yapan, silah tüccarı ve düşmanlar dışında herkes terör bitsin istiyor.
Peki ya PKK'nın dağa bayıra döşediği mayınlar ve gömdüğü patlayıcılar?
Onlar ne olacak?
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.