Facia yaşanabilirdi
Etraf insan dolu...
Bir gösteri uçağı, seyircilere doğru dalıp dalıp çıkıyor...
Havada taklalar atıyor...
İstanbul'da Boğaz'da olduğu gibi.
Adanalı önce şaşırdı.
"Nereden çıktı bu uçak" dedi.
Sonra çılgın pilotu korku ve ilgiyle izledi.
Hatta onu daha yakından görmek umuduyla bizim binanın 20. katına çıktık.
Güya Nesli el sallayacaktı...
Ama adam gelmedi...
"Bak vazgeçti" diyerek Nesli'ye takıldım.
Şaka bir yana belli ki pilot yorulmuştu...
Kolay mı, sabahtan beri Sabancı Camisi'nin minareleri arasında ve Seyhan Nehri'nin üzerinde mekik dokumak...
Hava fotoğrafçısı, Milliyet muhabiri Murat Öztürk...
İyi bir akrobat ve pilot yetiştiren bir hoca...
2. Uluslararası Hava Oyunları Festivali için gelmişti Çukurova'ya.
Festivalin gösteri yapan tek pilotu oydu.
Hem niye tek uçak vardı, onu ne ben ne de arkadaşlarım anlayabildi.
Diğer uçaklar neredeydi?
Orada da taklalar attı.
Onunla bağlantı bile kuruldu.
Öztürk Adana'yı çok sevdiğini söyledi.
Törene katılan öğrencilerden ve halktan alkış aldı…
Sonra uçağının gazına yüklendi.
Gösteriyi yüzlerce insan izliyordu.
Sunucu kalabalığa heyecanı anlatıyordu.
Böyle gösteriler meskûn yerde olmamalı.
Çünkü uçak bu, düşebilir.
Nitekim Murat Öztürk'ün kullandığı TC-AYT tipi S-2B Pitts tipi uçak biraz daha erken düşseydi bir facia yaşanacaktı.
Benzer kazalar başka ülkelerde olmuştu.
Şimdi çıkıyor…"
Ama bu kez uçak çıkamadı.
Siyah dumanlar yükseldi portakal bahçesinden...
Uçak çakılmıştı, Ünlü akrobat ve hava fotoğrafçısı Murat Öztürk de feci şekilde yanarak ölmüştü.
Geriye biraz kül ve demir yığını kaldı.
Uçağın motoru havada durmuş.
Öyle diyorlar...
Bir iki dakika önce düşse, aralarında küçük çocukların da olduğu onlarca insan ölebilirdi.
Allah korumuş...
Neyse...
Yazık oldu Murat'a...
O kadar uç, minareler arasından geç, başka tehlikeler atlat, hatta bir kere de düş ve mucize eseri kurtul…
Sonra gel bir bahçeye çakıl.
Kader bu...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.