Ya uyuyanlar?
Bakıyorum da bazı AK Partili adayların paralelcilerden farkı yok.
'Duran adam' gibiler.
Sanki talimat aldılar.
Elbette çok azı böyle.
Çoğunluğu dağ bayır demiyor çalışıyor.
Bir kişi bile durmamalı.
Çalışmalı.
Düşman uyumuyor çünkü.
Biraz daha sabredeceğim.
Sonra 'dava'ya ihanet edeni açıklayacağım.
Gecesini gündüzüne katıyor.
O çalışacak, bu beyler yiyecek.
Adalet mi bu?
Günahtır, günah!
Çalışmayan, puştun ekmeğine yağ sürüyor…
Bu bilinç yerleşmeli.
Rehavet yok yani!
Memleket yanıyor.
Yangını söndürmek varken körük çekmek yok…
İki dönem başkanlık yapan var.
Adam 'seçilirsem ne ala seçilmesem de olur' havasında…
Vatandaş umurunda değil ki…
Hükümeti yıkmak için çabalıyor, Ülkemizi gammazlıyorlar, Kim için çalıştıkları belli…
Paralel basın leşkeri Ertuğrul Özkök…
Kendisi gibi koyu bir Erdoğan düşmanı olan Fatih Portakal'la, Başbakana verdi veriştirdi geçen akşam.
Başbakan'a 'diktatör' dediler yahu.
Özkök, Alman Bild gazetesindeki makalesinde de Türkiye'yi şikayet etti.
Aynı propagandayı cemaat mensupları da yapıyor.
Başbakan Brüksel'e gitmeden önce Cemaat medyası bu yönde epey yayın yaptı.
Türkiye'nin Avrupa Birliği rüyası bitmiştir' şeklinde haber yapıyor.
Hürriyet yazarı Özkök, "Ben Başbakan'ın uçağına binip gelemediğim için Bild gazetesine yazıyorum" diye yazdı.
Bundan daha kötü Türkiye'yi karalamak olmaz!
Ya bazı AK Parti'liler Ve adaylar.
Heyecanları yok.
Organize değiller, Çalışmıyorlar…
Allah'tan bunlar azınlıkta.
Ama samimi olmayışları rahatsızlık veriyor.
Başbakan, göğüs göğüse çarpışıyor.
Ne için?
Güzel yurdumun güzel insanı için...
Uyuyana ne demeli?
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.