Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ENGELSİZ EKONOMİ CEMALETTİN GÜRSOY

Bu işte “bir sakatlık” var

Özürlülerin ayrımcılığa uğramadan hayata tutunmasını sağlayan birçok yasa var. Ancak mevzuatın dağınıklığı ve uygulamadaki farklılıklar "yasal hak" aramada devamlı "bir sakatlık" yaratıyor.

Örneğin: 14-25 mayıs tarihleri arasında ilkokul ve ortaokul mezunu olan engelliler "sınava tabi olmadan", "atama yoluyla" devlet memuru olabilmek için ilgili birimlere başvurusunu yaptı. Ancak konu hakkında yeteri kadar bilgisi olmayan okurlarımız soruyor:
"Abi, bizi kurayla memur yapacaklar. Ama bu nasıl olacak? İşe alırken bize davet gelecek mi...?"
Bu sorulardan sonra merak edip yetkililerle görüştüm.

Yetkili, "Atama yoluyla memur olacak engelli, hangi devlet kurumuna girmek istiyorsa o kurumun eleman alım ilanlarını takip edip form dolduracak. Daha sonra aynı işe talip olan engelliler kuraya tabi olacak."

Bu cevap karşısında şaşırarak, "efendim peki "bu insanlar nasıl devlet kurumlarındaki eleman ilamını takip edecek. Formları nasıl dolduracak? Hem her engellinin bilgisayarı yok. Hadi Büyük kentlerdekiler dediğinizi yaptı.
Ya köydeki ve mezradaki özürlü ne yapacak" dedim.

Aldığım "devir teknoloji devri. Yapacak bir şey yok" yanıtına daha da şaşırdım.

Sanarsınız ki, iş müracatı yapan tüm engelliler teknoloji uzmanı. Hepsinin evinde bilgisayarı ve interneti var. Hiç bir engele takılmadan, kimseden yardım almadan iş ilamlarını takip edip en ince ayrıntılarına kadar formu doldurup "memur" olacak.
Geçiniz efendim... Bu "olmayacak duaya amin demek." Çünkü engelli yine zorlu maratona tabii tutuluyor.
Halbuki bunca zahmete hiç gerek yok.
Engelli müracaatını yaparken "özellik"lerini belirtiyor. Eleman alacak devlet kurumu hangi özellikte kaç tane eleman alacağını "personel daire başkanlığı"na bildirip memur olacak engellileri "kura"ya tabii tutsa olmaz mı? Bal gibi olur ama bürokrasi işte...

Durum bu... Özürlülere hizmet sunan kurumların koordinasyonsuz biçimde yasayı farklı farklı uygulaması maalesef mağdur sayısını artırıyor. İşte yurdun çeşitli yerlerinden bize ulaşan sorunlardan birkaçı...

SORU: Biz özürlülere ev vergisi var mı?

CEVAP: Türkiye sınırları içinde brüt 200 metrekareyi geçmeyen eve (tek emlak vergisi yok.

SORU: Öncelikle bizi bilmediğimiz konularda bilgilendirdiğiniz için çok teşekkür edeyorum. Benim sorum engelli emekliliği hakkında. İlk işe giriş tarihim 12/01/1992. Rahatsızlığım nedeniyle 2002'de süreklidir ibareli yüzde 40 rapor aldım.
08/06/2004'ten itibaren aralıksız çalışıyorum. Bu şartlarda vergi indirim belgem olmadan emekli olabilecek miyim? Gürcan Uz

CEVAP: Emeklilik süreniz 16 yıl, 3 bin 760 gün. Bu hesaba göre yılınız tamam. 495 gün daha prim ödediğinizde emekli olabilirsiniz. Ancak "vergi indirim belgesi" almanız şart. Elinizdeki rapor ve işyerinizden alacağınız "çalışıyor" belgesiyle vergi dairesini başvurunuz.

SORU: Amaliyat sonrası bir yumurtalığım alındı. Özürlü haklarından faydalanabilir miyim?

CEVAP: Öncelikle geçmiş olsun. Özürlü haklarından yararlanabilmeniz için yüzde 40 raporunuzun olmaşı şart. Ancak, özürlüler için verilecek sağlık kurulu raporu cetvelinde ürolojik hastalıklar sıra no: 7, a bendinde özür oranınız yüzde 10 olarak açıklanıyor. Başka bir rahatsızlığınız varsa rapor için bir hastaneye gidiniz.

SORU: Yüzde 75 raporlu yakalak akrabam var.bir yakınım var. Bakıcı ücreti alabilmek için gelirim dikkate alınır mı? Mahir Kamacı/ Düzce

CEVAP: Evet. Bakıcı ücreti alırken geliriniz dikkate alınıyor. Mevzuata göre eve giren toplam gelir kişi başına bölündüğünde 461 lirayı geçmemesi gerekiyor.

Sorularınız için iletişim bilgileri:

Faks: (0212) 354 34 69
Tel : (0212) 354 34 76
e-posta: cemalettin.gursoy@sabah.com.tr
SMS: CG yazıp 4122'ye gönderin.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA