Türkiye'nin en iyi haber sitesi
DENİZ AHMET KÖSE

Ben yaza hazırım, ya siz?

Bugünlerde benden mutlusu yok. Bahar geldi diye böyleyim sanıyorsanız, hayır o yüzden değil. Gören herkes 'Ay ne kadar zayıfladın, aman efendim ne kadar yakışıklı oldun!' gibi iltifatlarla; başka pek çok sebep yüzünden hafif depresife meyilli modumu, aniden tavana zıplatıyor ve ben bir anda dünyayı kurtaran adam gibi hissetmeye başlıyorum. Henüz yolun çok başındayım çünkü daha sadece 27 kilocuk gitti! (Sevgili Necla Bayraktar'ın deyimiyle, 7 yaşında 1 çocuk çıktı içimden) ama durmak yok, yola devam.. Hedefim, haziran ayında 90'lı kilolarda olmak. Anlayacağınız öncesi-sonrası fotoğrafları için hazırım. Diyeceğim o ki, ben bu aşırı kilolardan kurtulma işinden çok keyif almaya başladım. Doktorum Ayhan Mesci ne diyorsa asla dışına çıkmıyor, bilakis söylenenleri harfiyen uyguluyorum. Peki ne mi yapıyorum? Çok basit... Yıllardır hep duyduğumuz, bildiğimiz ama benim bir türlü uygulayamadığım porsiyon kontrolünü sonunda yapıyorum. Sık aralıklarla minik minik yiyorum, mutlaka çok çiğneyerek yediğim öğünlerimin yüzde 70'i proteinlerden oluşuyor.

PEKİ NEDİR PROTEİN?
Sağlığımızı korumak ve vücudumuzun doğal dengesini bozmamak için başta su olmak üzere, altı besin türüne ihtiyaç duyuyoruz. İçlerinde yağlar, proteinler, vitaminler, karbonhidratlar ve minareller de olan bu besin grupları tamamen dış kaynaklardan temin ediliyor. Dolayısıyla proteinler de vücudumuz tarafından üretilemediği için dış kaynaklardan alınması gerekli olan besin gruplarından biri.

PROTEİNLER NE İŞE YARAR?
Proteinler; hücre büyümesini ve gelişmesini sağlar, kasları güçlendirir, kansızlığı önler, vücut direncini yüksek tutar. Saç, tırnak ve deri yenilenmesi için de vücudumuzun ihtiyaç duyduğu, olmazsa olmaz şey yine proteinlerdir. Anne sütünden sonra yumurta, en güçlü ve kaliteli protein kaynağıdır. Ayrıca tüm hayvansal ürünlerde bol miktarda protein bulunur. Et, tavuk ve balık, süt ürünleri (süt, yoğurt, peynir, ayran, kefir). Bitkisel gıdalardan bakliyatlarda da bol miktarda protein olduğunu daha önceki yazılarımı takip edenleriniz hatırlayacaktır. Örneğin mercimek, maş fasulyesi, bezelye oldukça zengin bitkisel protein kaynakları. Bakliyat grubu besinlerin her 100 gramında yaklaşık 8-10 gram civarında protein var. Ayrıca fındık, badem, ceviz, fıstık gibi kuruyemişler de protein zengini olarak bilinmektedir.

GÜNLÜK NE KADAR PROTEİNE İHTİYACIM VAR
Formül çok basit. Her gün minimum kendi kilonuzun gram değeri kadar protein tüketmelisiniz! Yani şöyle ki, her bir kilo için bir grama denk gelecek şekilde proteini o gün içinde almanız gerekiyor. Proteinli gıdaları bu kadar göklere çıkarmışken, protein ağırlıklı bir yemek önermemek olmaz. Bugün paylaşacağım tarifi, İngiliz Lordlar Kamarası'nın pazar günü sofrasından ilham alarak hazırladım. Pratik oluşunun yanı sıra hem sıcak, hem de soğuk şekliyle tüketilmesi sebebiyle de birden çok alanda beğeninizi kazanacak diye umuyorum. İşte karşınızda pazar rostosu ve Yorkshire pudingi

Pazar rostosu
MALZEMELER:

1 adet bütün dana bonfile (ya da nuar)
3 dal taze biberiye
2 çay kaşığı tane karabiber
2 yemek kaşığı İngiliz hardalı
1 çay kaşığı deniz tuzu
Zeytinyağı

YAPILIŞI:
Kasabınızdan etinizi sizin için hazırlamasını isteyin. Etin üzerini dilerseniz ince bir tabaka yağ ile kaplatabilirsiniz. Böylece kurumayan daha lezzetli bir et servis edebileceksiniz. Daha sonra kasaptan iple etinizi bağlamasını rica edin. Rozbifin kaplaması için; taze biberiye, taze çekilmiş renkli tane karabiberler, hardal, esmer şeker ve ince çekilmiş deniz tuzunu bir kapta karıştırın. Bütün bir dana bonfile üzerine zeytinyağı sürdükten sonra hazırladığınız baharat karışımını üzerine yayın. Döküm bir tavayı yüksek ateşte kızdırdıktan sonra bonfileyi her yanı eşit şekilde karamelize olana kadar mühürleyin.

Püf noktası:
Tek seferde büyük bir parça et pişirirken en önemli konuların başında etinizi dolaptan en az bir saat önce çıkarmak geliyor. Böylece oda sıcaklığında ve iyice kendi formunu yumuşatmış olan et, ısıya eşit reaksiyon vererek daha doğru bir pişirme yapmanıza yardımcı olacaktır. Önemli konulardan bir diğeri ve en sık rastlanan hata ise doğru baharatlayamamak. Yani aslında yapmanız gereken, doğru tatlandırıcılar kullanmak ve bu tatlandırıcıları da geniş alana mümkün olduğu kadar eşit yayabilmek. Pişirme esnasında et ile tepsi arasına mutlaka eti yüksekte tutmaya yarayacak tel tepsi konulmalı. Böylece tepsiye değmeyen et, her tarafına eşit olarak nüfus eden ısı ile aynı derecede pişebilmeyi başaracak. Etin 160 derecede pişmesi önemli çünkü ekstra bir sertleşmeye sebebiyet vermeden ağır ağır pişmeli.

Yorkshire pudingi
MALZEMELER:

250 ml süt
250 ml su
5 yumurta
250 gr un
8 gr tuz
Taze çekilmiş karabiber

YAPILIŞI:
Unu ve tuzu eleyin. Karabiberi ekleyin. Ortasını açıp yumurtaları ve sıvı malzemeleri de ekleyerek hamur elde edin. Fırını 220 derecede ısıtın. Orijinal tarif etten tepsiye akan yağları kullanmanızı önerir. Ancak muffin kaplarınızı ayçiçek yağı ile yağlayıp, önceden ısıtılmış 220 derece fırında 15 dakika ısıtın. Hamurlarınızı muffin kalıplarına dökerek 25 dakika pişirin. Yorkshire pudingleriniz, eğer tarifi doğru uygularsanız çok iltifat alacak.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA