Türkiye'nin en iyi haber sitesi
İLKNUR K. AKMAN

Bir annenin endişeleri

10 gündür dertliyiz... Kızıma bakan, daha doğrusu onunla oyunlar oynayıp, birlikte parka giden ablamız artık yok ve kızım çok mutsuz. Dolayısıyla kocam ve ben de. Yerine gelen bakıcıyla ise ne yazık ki Ayşekiraz hiç anlaşamadı ve bu sabah itibariyle kendisiyle vedalaşmak zorunda kaldık. İki buçuk yaşında bir çocuğun istemediği birine neler çektirdiğine inanamazsınız. Kızcağızla sürekli didişti, her söylediğine itiraz etti ve bir hafta boyunca elinden hiç ama hiçbir şey yemedi. Arada mutlu geçen birkaç saatleri oldu, ama o da sayılmaz. Kızıma "Neden böyle davranıyorsun?" dediğimde ise "Ben onunla oynamak istemiyorum, o benim arkadaşım değil. Ayşe (önceki bakıcısı) benim arkadaşımdı," cevabını verdi hep. Belki ısınır düşüncesiyle zaman da tanıdık, ama olmadı. Ayşekiraz gün içinde sürekli eski bakıcısının ona getirip duvara birlikte yapıştırdıkları çıkartmalara baktı ve "Bunları bana kim getirmişti anne?" diye sordu. Bu durum karşısında, elbette benim de içim parçalandı ve birkaç kez ağlama noktasına geldim. Topu topu sadece iki ay geçirmişti onunla, nasıl bu kadar çabuk bağlanabilmişti ki? Günlerce gözledim, her zamankinden çok daha iyi anlamaya ve görmeye çalıştım kızımı. Aslında onun istediği bütün çocuklarınkiyle aynıydı. Bir çocuk, çok fazla bir şey istemiyordu karşısındakinden... Onu mutlu etmek için iki şey yeterliydi, içten bir gülümseme ve sevgiyle kurulmuş bir oyun. Ne yaparsanız yapın, çocuklar onlarla gerçekten oynamak ve vakit geçirmek istediğinize ikna olmadıkça sizi asla dünyalarına almıyorlardı. Ses tonunuzdaki en ufak bir sertlik bile onları rahatsız ediyordu. Kızıma da öyle oldu. Son gelen bakıcımız akıllı, becerikli ve onu tavlayacak birçok oyun bilmesine rağmen, bunları 'görevmişcesine' yaptığı için Ayşekiraz'ın gönlünü fethedemedi. O onun arkadaşı olamazdı, çünkü içten değildi. Eski bakıcısına bağlanma sebebi gayet açıktı işte, içtenlik ve güven bulmuştu onda, sevildiğinden hiç şüphesi yoktu.

GÜVEN DUYGUSU SARSILIRSA...
Şimdi büyük bir korku var içimde... Kızıma keyifle vakit geçireceği bir bakıcı, abla ya da oyun arkadaşı ne derseniz deyin, bulunur elbet. Ama ona da bağlanır ve sonra ayrılmak zorunda kalırlarsa, kızımın kendine gelmesi daha uzun zaman alacak. İnsanlara güveni sarsılacak ve "Ya anne babam da giderse?" endişesiyle yanımızdan hiç ayrılmak istemeyecek... O yüzden mümkünse Ayşekiraz, artık hep aynı kişiyle birlikte olsun ve onunla büyüsün istiyorum. Bu konuda ne yapmamız gerektiğini araştırırken Aletha J. Solter imzalı Bilinçli Bebek adlı kitap bana şu doğruları bir kez daha hatırlattı:
Bebeğinize sürekli aynı kişiler baksın.
Çocuğunuzdan uzun süreli ayrılıklardan kaçının.
Ayrılıklar sırasında çocuğunuzun tanıdık ve sıcak biriyle kalmasını sağlayın.
Stres boşaltmak için ağladığında onu kucağınıza alın, empati gösterin ve dinleyerek kabul edin.
Bir anne için endişeli ve keyifsiz günler geçiriyorum... Ama her şey yoluna girecek, onu da biliyorum. Böyle dönemleri yaşamamak için, bakıcı alırken aman dikkat!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA