Değişen dünya, çocukları zehirliyor
OTİZM HIZLA ARTIYOR
Bu sözler bana çok ürkütücü geldi gerçekten, ama doğru olduğunu da kabul etmek zorundayım. Peki sorun ne? Sözünü ettiğim İngiliz eğitimci ve iletişim Yayınları'ndan çıkan Zehirlenen Çocukluk adlı bu kitabın yazarı Sue Palmer, "Bu, insanın ilerleyişinin inanılmaz hızıyla bağlantılı, karmaşık ve küresel bir sorun. Kültürümüz biyolojimizden daha hızlı gelişti ve biz buna ayak uyduramadık," diyor. Bu yüzden de teknolojik güdümlü kültürümüz ile biyolojik mirasımız arasındaki bu çatışma, şimdilerde çocukların düşünme, öğrenme ve düzgün davranma becerilerine zarar veriyormuş. 2004 yılında İngiltere'de yapılan bir araştırma, geçen 30 yıl içinde gençlerdeki davranış sorunlarında iki, duygusal sorunlarda da yüzde 70 artış olduğunu kaydetmiş. Amerikan Psikoloji Birliği günümüzde her beş çocuktan ve gençten birinin, ruh sağlığı sorunları yaşadığı tahmininde bulunuyor. Dünya Sağlık Örgütü ise 2020'de çocuklardaki nöropsikiyatrik bozuklukların sakatlık ve ölüm sebepleri sıralamasında ilk beşin içinde yer alacağını öngörüyormuş. Bugün gelişmiş ülkelerde çocuklarda en çok görülen rahatsızlık neymiş biliyor musunuz? Dikkat Eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu. Hızla ve salgın boyutta ilerleyen ikinci sorun ise 'okuma güçlüğü'. Yeni ve endişe verici bir artış ise çocukların dünyayla ilişkisini ve çevresiyle iletişim kurma becerisini etkileyen otistik spektrum bozukluğu, yani otizm. 1980'lerin başında Amerika'daki otizm oranı yaklaşık 50 binde bir iken, 2004'lerde bu oran 166'da bir'e çıkmış. Amerikan Pediatri Akademisi bu oranın her yıl kabaca yüzde 25 arttığını bildiriyor. Japonya, İngiltere ve diğer gelişmiş ülkelere bakıldığında da sonuçlar farklı değil. Çocuklardaki sorunlar ortak ve hep benzer oranda artış gösteriyor. Bize gelince, henüz bu denli korkutucu sonuçlarla karşı karşıya değiliz belki ama gidişat ortada. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğuna çevremizde giderek daha sık rastlıyoruz. Ebeveynler pedagog ve çocuk psikiyatri uzmanlarının kapısını daha sık çalıyor, çocuklarımızı anlamakta ve onları mutlu etmekte zorlanıyoruz... O yüzden çocuk yapmadan önce çok iyi düşünün derim. Çocuk yetiştirmek bir hobi değil, tam zamanlı ve inanılmaz özveri gerektiren bir iş çünkü, hele ki bu zamanda. Yüreğiniz ve gücünüz varsa, hodri meydan!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.