Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SEDA DİKER

Bir 'orgazm' hikâyesi

Siz hiç genç kalmak için uğraştınız mı? Ya da gençleşmek için çeşitli kremler, ilaçlar, hatta yöntemler denediniz mi? Meğerse bunların doğal bir yöntemi varmış ve ilaç kullanmaktan daha zevkliymiş. İşte bu doğal yöntem, hiç beklenmedik bir yerde, Tantra nefesinde saklıymış. Bizim için cinselliği konuşmak çoğunlukla tabudur. Cinsellik deyince hemen akla kadın ve erkek, çıplak bedenler, hamile kalmak, alınan hazlar gelir. Hatta toplumca son dönemde işin özünü öylesine unuttuk ki, neredeyse birlikteliklerin sadece birbirimize dokunarak başladığını düşünüyoruz. Oysa bu işin bir de ön safhası var. Hiç dokunmadan... Ruhen, duygusal ve zihinsel olarak da bütünleşebilmek... İşte Tantra bunları da anlatır ve zihinsel ve duygusal olarak bütünleşildiğinde henüz kadınla erkek birbirine dokunmaya başlamamıştır bile... Tantra eğitmeni olan çok özel bir hanımefendi İstanbul'a geldi. Ben de her şeyi bırakıp onu ziyaret ettim ve yaşadığım inanılmaz bir deneyim oldu. Ben sadece iki saatlik bir ders programına katıldım ve nefes almayı öğrendim. Nefes almak deyip geçmeyin... Tantra nefesi başka bir şey... Çok hoş, dingin bir odaya adımımı attım. Yerde rahatça uzanabilmem için hazırlanmış bir minder vardı.

AĞLAMAYA BAŞLADIM
Tantra deyince insan meditatif müzik hayal etmiyor, ama ortam öylesine hoş ve renkler, müzik, uzandığımız alan öyle güzeldi ki, ister istemez beş duyumuza birden hitap edilmesi gerektiğini vurguluyordu. Önce eğitmenimle karşılıklı bağdaş kurduk. Ellerimizi çenemizin altında birleştirerek gözlerimizi kapattık ve küçük bir meditasyon yaptık. Daha sonra benim için hazırlanmış minderin üzerine uzanmama izin verdi. Elimi göbeğimin üzerine yerleştirmemi istedi. Bir yandan da talimatlar veriyordu. Nefes almamı istedi. Burnumdan uzun nefes alırken, kasıklarımı tamamen gevşetmemi istedi. Bu nefesi alırken tek bir kasınız bile aktif kalmamalı zaten... Elimle karnım ve kasıklarımın diplerine kadar oksijen girdiğine emin oldum. Ama işin ilginç yanı, nefesimi sesli sanki 'ahhhhhh' der gibi vermemi istedi. Sanki büyük bir gevşeme gibi... Ama ben başladım ağlamaya. Meğer vücudumun ve kasıklarımın derinlerinde gerginlik varmış. Eğitmenim sakince ağlamamın geçmesini bekledi. Sonra normal 'Ahhh' diyebilecek konuma geldim. Eğitmenim de benimle birlikte aynı sesi çıkararak dikkatimin dağılmamasını sağlıyordu. Ve birden nefeslerimi sık ve derin hale getirdi. Ayaklarımın tabanlarında bir noktaya basınç yaptı. İşte ne olduysa o zaman oldu... Bir anda bedenimde kocaman geniş bir silindirin içinde ateş yanıyormuş gibi içten ısındığımı hissettim. Ve adeta yanı başımda asfaltı deliyorlarmış gibi vücudum titremeye başladım. Neler olduğunu anlamak için gözlerimi açıp merakla ellerime baktım, aslında hiç titremediklerini hayretle fark ettim. Titreşen vücudumun içindeki hücrelerimdi.

OKSİJEN BOMBARDIMANI
Nefese devam ettikçe titreşme ilginç bir biçimde bacaklarım ve omuzlarımdan gövdeme geçti. Aşağıdan yukarıya doğru ilerledi. Öyle ilginçti ki, çenem ve boynumdan yukarıya çıkarken, önce alt dudağım sonra üst dudağıma sirayet etti. Ve tüm vücudumu kapladığında, bunun büyük çaplı bir cinsel haz duygusu olduğunu anladım. Vücudum bir yandan oksijen bombardımanı altındaydı. Eğitmenin daha sonra sıcak yağ alıp, sırtımın alt tarafına damlattı ve parmağının ucuyla spiral çizerek bel kemiğimden yukarıya doğru hafifçe iteledi. Ve bıraktı. Bu his beni bir anda derin bir meditatif hale daha soktu. Tüm kaslarımı sıkmamı söyledi. Ben de sıktım. Nefes alıp bekledim ve nefesimi verirken gevşedim. O andan sonra beni odada yalnız bıraktı. Başım dönüyordu. Tüm hücrelerim aynı anda titreşiyordu. Ve biliyordum ki, muhteşem bir şifalanma içindeydim. Aynı zamanda gençleşiyordum. Kanıma oksijeni doğrudan verseler bu kadar yenilenmiş ve genç hissedemeyebilirdim kendimi. Evime dönerken, kendimi adeta hücrelerimle parlıyormuş gibi hissettim. Bu nefesi tekrarlamak, hücrelerin sağlıklı yenilenmesine katkıda bulunur. Hatta saçlarınızın beyazlamasını durdurabilir. Geri döndürebilir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA