Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HOP KÜLTÜR SAMİ TOSUN

Yan etki yaratan idoller

Şu medya camiasında bir idolüm Hakkı Devrim ise, bir diğeri de Mesut Yar'dır.
Hayır efendim, "10 ayda 40 kilo verdim!" açıklamasıyla değil, varoluş tarzıyla idolleştiriyorum kendisini. Senelerdir ekranlardadır, gazete köşelerindedir ama biz kendisini yaptığı işle değil, çok zekice olduğunu sadece kendisinin düşündüğü esprileri ve yüz ifadesiyle hatırlarız. Yani, 'starlaştığı' bir iş yoktur, tek polemik girişimi bile tutmamıştır, özel olarak takip etmeyiz ama istikrarlı bir biçimde denk geliriz ona...
Şimdi diyeceksiniz ki, "Ne gıcığın var adama? O 40 kilo zayıfladı, sen tosunlar aleminde daha bir yalnızlaşmayla muhatapsın diye mi haset ediyorsun?!" Yine yakaladım sizi! Vallahi sorunuza hem evet, hem hayır diyorum...
Tamam, sabırsızlanmayın efendim, izah edeceğim...
Kıymetli okur, bendeniz kaçırdığım bazı mühim dizileri internetten izlerim. Dahası internette dolaşırım da. İşte bu sanal faaliyetlerimde daimi suretle Mesut Yar'la karşılaşıyorum. Mesela dizi izlediğim sitede, geniş bir pantolonun içine girmiş zayıf ve sırıtan bir Mesut Yar görüyorum: "Mesut Yar'ın zayıflama formülü!"
Neymiş? Mesut Bey biberle zayıflamış! Yani şimdi biz zayıflasak, bulduğumuz her pantolondan kafamızı çıkarıp kendi biberimizi reklam mı etmeliyiz? Habercilik yapsın diye eline gazete, ekran teslim edilen arkadaşlar, bunu hemen reklam sektörü üzerinden nakite mi çevirmelidir? Medya mensupları reklam oyuncusu mudur? Nedir?
Sonra, söz konusu arkadaş sempatik mi? Komik mi? Af edersiniz, zeka pırıltıları mı saçıyor? Yooo... Eeee?
Netice itibarıyla, ayıptır söylemesi, söz konusu Mesut Yar reklamlarını görünce gidip buzdolabını karıştırasım geliyor. Hakkı Devrim'in cep telefonu operatörü reklamları yayınlanırken de cep telefonumu kırmıştım.
Kendileri benim idollerimdir ama yan etki yaratıyorlar böyle.
Şikayetçiyim.
Ayrıca efendim, bu tür arkadaşlardan kimi görsem, birbirinin aynısı zannediyorum; orası da ayrı konu tabii... Çinli gibi...
İşte bünyemdeki ayrımcılık, işte ırkçı temayüller! Hadi bakalım, ayıklayabilirsen ayıkla.
Kendimi 'Lasite' kod isimli arkadaşa benzetiyorum. Kimdir peki 'Lasite'? Kendisi Karadenizli bir arkadaşımızmış, 1993 yılında Çin'in Şiamen kentine yaptığı iş seyahatinde tanıştığı Cheng Lihua isimli kadına aşık olmuş. Altı gün sonra dönmek zorunda kalsa da, Çin'e tekrar seyahat ayarlayıp Lihua Abla'yla iki ayını birlikte geçirmiş.
Sonra olay muamma!..
1994'ün Sevgililer Günü'nde veda ettiği Lihua'ya 18 yıldır bir daha ulaşamayan abimiz, şu an Çin'i altına üstüne getirerek ablayı arıyormuş.
Bir yerel gazeteye ilan vermiş, Şiamen televizyonunun akşam haberlerine konu olmuş, vs.
Konumuz bu abiden ziyade, haberinin çıktığı gazetenin internet sitesindeki yorumlar. Bazılarını, müsaadenizle buraya aktarmak ve yanlarına parantez içinde kendi yorumlarımı yazmak isterim: "Hepsi tamagotchi gibi bunların, sevimli." (Ver arkadaşım oyuncaklara isim. Amokachi de ellerinizden öper! Pardon, sizi 'Hepsi' kızlarına dahil edebilir miyiz?) "Abi gitsin Zeytinburnu'na.
Daha güzelini ayarlaman yarım saatini almaz." (Niye Zeytinburnu?
Okmeydanı kızları çirkin mi? Bu arada, siz eksper misiniz?) "Abi hepsi birbirine benziyor zaten, takılma bu kadar." (Hah!
Arkadaş hayatın coğrafi-estetik sırrını çözmüş!) "Çoktan bulmuştur o kız bi Bruce Lee Dayı!
Sen başka bak oraya gitmişken!" (Kung Fu dayım olur!) ""Gerçek aşk olsaydı 18 yıl beklemezdi... Sonradan tutkuya dönüşmüş bir garip his..." (Aşk doktoru her yerde!) "Dayı google'a baktın mı?" (İnteraktif dayının ikinci göbekten akrabasıyız!
Hatta göbekte dövmelerimiz var...)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA