Türkiye'nin en iyi haber sitesi
DİLEK GÜNGÖR

Krizseverlerin gür sesi kısıldı

Ekonomide son 6 aydaki gelişmeler krizseverleri ters köşe yaptı. Borsa, faiz, dövizde yaşanan iyimser tablo, önümüzdeki günlerde vatandaş ve reel sektöre de etki edecek

Ağustostaki kur saldırısının ardından eylül ayında açıkladığı Yeni Ekonomi Programı ile yol haritasını çizen Türkiye, krizseverleri hayal kırıklığına uğrattı. "Dolar ekimde 10 TL olacak" dediler, tutmadı. "Borsa 70 bine iner" dediler, olmadı. "Faizler daha da yükselecek" dediler, tersi çıktı. Piyasalarda, 24 Haziran seçimlerinin öncesine dönüldü. Şimdi sıra normalleşen bu havanın sokağa yansımasında… Bunu da önümüzdeki günlerde bankaların faizlerinin düşmesi ve dövizdeki yükselişle başlayan spekülatif artışların kalkmasıyla anlayacağız.

DOLARDA DÜŞÜŞ % 28
İster yatırımcı olun, ister fiyatları izleyen tüketici… Türk halkının genellikle gün içinde en çok sorduğu soru "Dolar ne olur?". Kurlar, Türkiye'de ekonomiyle ilgili algı bozucuların bir nevi oyuncağıdır. Malum, dolar ağustos ayında yaşanan kur saldırısının olduğu dönemde 7.25 TL'lere çıkmıştı. O günden bu yana TL, dolar karşısında yüzde 28'e yakın değer kazandı. Bugün 6-7 TL'den dolar alıp 10 TL'ye çıkacağını düşünenlerin hepsi 'Çiftlikbank' mağdurlarının durumuna düşüp, ters köşe oldu. Önümüzdeki süreçte düşüşün devam edeceği söyleniyor. Önceki gün, yatırım bankası Citibank, yabancılara "Portföyünüze TL ekleyin" tavsiyesinde bulundu. Dün de Bank Of Tokyo- Mitsubishi Kur Stratejisti Lee Hardman, yakın vadede Türk Lirası'nda değer kazancının devam edebileceğini belirterek, "Dolar/TL'de 5 seviyesine doğru iniş görebiliriz" dedi. Manulife Gelişen Piyasalar Kıdemli Stratejisti Richard Segal ise Türk Lirası için en kötüsünün geride kalmış olabileceğini, kurda 5.05 - 5.10 seviyelerinin görülebileceğini söyledi. Türk analistler de dolarda yakın vadede 4.98 TL seviyelerine çekilme yaşanabileceğini söylüyor.



10 YILLIKLAR % 38 GERİLEDİ
Ağustostan bu yana düşüş sadece döviz kurlarında da olmadı. O dönemde yüzde 22.69'lara çıkan Hazine'nin uzun vadeli borçlanma faizi ağustosa göre yüzde 38.4 değer kaybederek, yüzde 13.97'ye indi.

4 HAFTADA 1 MİLYAR DOLAR
Borsa İstanbul'da da son bir ayda 12 yılın en yüksek yabancı girişi yaşandı. Endeks, ocakta 2018 kapanışına göre yüzde 14.03 yükseliş kaydederek 1997'den bu yana en iyi performansı gösterdi. Dünya ortalamasının iki katı artış oldu. Son 4 haftada yabancıların hisse alımı 1 milyar 66 milyon dolar. Yabancı yatırımcılar yılın ikinci yarısında enflasyon ve faiz ikilisinin aşağı geleceği, ekonomik aktivitenin görece toparlanacağı görüşünde. Bu nedenle de borsada yerini almak istiyor.

RİSK PRİMİ YÜZDE 50 AZALDI
Türkiye'nin risk primi de ağustostan sonra başlayan finansal saldırıların ardından yarı yarıya düştü. Geçen yıl eylülde CDS'ler 574'e çıkmıştı, dün itibarıyla 300 seviyesine geri indi. Türkiye'nin risk priminin düşmesi, ekonomiye duyulan güvenin arttığını gösteriyor. CDS, özellikle 2008'deki küresel kriz sonrası daha yakından izlenir oldu. Hatta kredi notlarından daha dinamik bir gösterge olarak nitelendiriliyor. Bir ülkede CDS oranlarının düşmesi risklerin azaldığını gösteriyor.

HEDEFLER TUTTU
2018 sonu itibarıyla ekonomide hedeflerin tamamı tutturuldu. Enflasyon yüzde 20.30, cari açık 33.9 milyar dolar, bütçe açığı Yeni Ekonomi Programı hedefine paralel 72.6 milyar lira olarak gerçekleşti. 2018 yılı ihracatı yüzde 7.1 artışla 168.1 milyar dolar oldu. Bu rakam Cumhuriyet tarihinin en yüksek ihracat rakamı olarak kayıtlara geçti. Türkiye'ye gelen toplam ziyaretçi sayısı 46.1 milyon oldu. Bunun 36 milyonunu yabancılar oluşturdu. Turizm geliri de 30 milyar dolara yaklaştı.

BUNLAR SOKAĞA YANSIYOR MU?
Peki borsa-döviz ve faizdeki bu tablo vatandaşa veya reel sektöre nasıl yansıyacak? Piyasalarda ve makro verilerde başarısı tescillenen performansın sokağa da yansımasının sinyalleri geliyor. Özellikle kredi faizlerindeki gevşeme ile birlikte, bankaların kredi hacminde son iki haftada kıpırdanma başlarken, sanayide de kapasite kullanım oranındaki düşüş aralık ayında durdu. Kredi kartı borçlarının ödenmesi konusunda kamu bankaları aracılığıyla atılan adımlarla vatandaşın nefes alması sağlandı. Reel sektörün de rahatlatılması için önemli operasyonlar yapıldı. 350 bin esnafa 22 milyar TL kredi desteği sağlanırken, KOBİ Değer Kredisi programı ile de 6 ay ödemesiz 20 milyar liralık kaynak paketi açıklandı.
Ekonomide dengelenme sürecinin tamamlanmasının ardından ikinci yarıda başlaması beklenen toparlanma, tüketiciden reel sektöre kadar birçok kesim tarafından hissedilecek. Özellikle Merkez Bankası'nın faiz indirim sürecini başlatması ile birlikte kredi faizlerinde gevşeme hızlanacak. En zor dönemde dahi fon temininde zorlanmayan bankacılık sektörü kredi musluklarını daha güçlü bir şekilde açacak. İhracat ve turizmde yeni rekorların kırılacağı bu dönemde, Yeni Ekonomi Programı çerçevesinde tüm hedeflerin tutturulması bekleniyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA