Marifet iltifata tabi...

Cumhurbaşkanı'nın "Kayseri ziyareti"ni yazmıştık.
Ve de "çok sevdiği Kayseri yemeklerini..."
Dün uçakta karşılaşınca Abdullah Bey eliyle "göbeğini" gösterdi ve gülerek şöyle dedi:
- Sözünü ettiğiniz yemekler çok güzeldi... Üç kilo aldım.

***
- Efendim, Çankaya'ya çıktıktan sonra kaç kente gittiniz?
- 27 il oldu... Bütün illeri gezmek istiyorum.
***
Gezmesinde yarar var. Sadece Cumhurbaşkanı'nın değil, "diğer yöneticilerin de."
İktidarın da, muhalefetin de.
***
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül:
Gezmek lazım... Gelişimi yerinde görmek ve gerektiğinde görüş beyan etmek şart.
Gittiğim yerlerde, belediyeye mutlaka uğruyorum... Hangi partiden olursa olsun.
Dikkat ettiğim bir başka şey de o ilin, işadamları... Onları da topluyorum.
Marifet iltifata bağlı... İşadamını anlamak, dinlemek, motive etmek lazım.
İşadamına moral verirsek, o da yarın yeni yatırımlar, yeni hayır işleri yapar.
***
Muş'ta uçaktan indik, konvoyumuz Bitlis'e doğru hareket etti.
Bitlis girişinde Nihat Özdemir'in (LİMAK) çimento fabrikası var.
Cumhurbaşkanı Gül, fabrikayı gördü ve girdi.
Çalışanların sevinci görülmeye değerdi.
Nihat Özdemir'in "moral ve mutluluğu" da.
Gerçekten de "marifet iltifata tabi."