Haso'nun 40'ıncı yılı
- Hasan'ın, gazetecilikte 40'ıncı yılı... Cuma akşamı sürpriz bir parti... Hasan'ın haberi yok... Seni de bekliyorum.
Partiye gidemedik, bari "yazıyla" kutlayalım.
Tanıdığımızda "üniversite öğrencisiydi."
Uluç'la (Gürkan) birlikte. Doğan Avcıoğlu'nun Devrim Gazetesi'nde "Yazı İşleri Müdürü'ydü."
Hasan'ın Yazı İşleri Müdürü olduğu sayılardan biri için dava açıldı.
Sonuç "mahkûmiyet."
Hasan "af sayesinde" cezaevinden sıyırdı.
1960 İhtilali'nden sonraki "22 Şubat" ve "21 Mayıs" ihtilal girişimlerinde "Albay Talat Aydemir'le birlikte olan bir Teğmen İlhan Baş vardı."
Aydemir "idam edildi." İlhan "ordudan atıldı."
Sonra, TRT'de çalışıyordu.
İşte o İlhan, bir gün "Devrim'e tabanca getirdi."
"Ne olur ne olmaz... Gerekebilir" diye.
Hasan, tabancayı alıp, kurcalamaya başladı.
Uluç:
- Hasan, silahla oynama.
- Oğlum, ben askerlik yaptım, silahtan anlarım.
- Silahla oyun olmaz... Şeytan doldurur.
İlhan, meğer, tabancaya tek mermi koymuş.
Birden patlamaz mı?
Eğer o gün kurşun Uluç'un kulağının dibinden geçmeyip de, başına isabet etseydi...
Uluç mezardaydı... TBMM Başkanvekili falan olamazdı.
Hasan da hapisteydi... Bugün Hasan Cemal diye şöhretli bir yazar olmazdı.
Meslekte 40 yıl...
Rüzgâr gibi geçivermiş.
Daha nice yıllara Haso.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.