Merkel, Macron ve Miçotakis’i ikna edebilir mi?
Son günlerde Ankara ve Atina arasındaki gerginlik üst noktaya ulaşmıştı.
Ege ve Kıbrıs merkezli klasik gerilim konularına mülteciler ve Doğu Akdeniz yetki alanları uzlaşmazlığı sebebiyle yenileri eklendi.
Atina, Türkiye'nin Libya ile imzaladığı mutabakatı geçersiz kılmak için çabalıyor.
Doğu Akdeniz'de Türkiye'yi Antalya Körfez'in sıkıştırmak istiyor.
Fransa, Mısır, BAE ve GKRY ile kurduğu beşli ittifak sayesinde hakkaniyetsiz ve maksimalist politikasını gerçekleştireceğini zannediyor. Ege'deki adaların karasuları sınırı ihtilafı ile birleştiğinde Doğu Akdeniz, Ankara ve Atina arasındaki çekişmenin ana mücadele alanına dönüşüyor.
***
***
Miçotakis, Delfon 20 Ekonomik Forum'undaki konuşmasında deniz yetki alanlarının sınırlandırılması için Türkiye ile "diyaloğa" açık olduğunu söyledi. İkili görüşmelerde uzlaşmazlık durumunda Lahey'e gitmeyi önerirken, "egemenlik haklarının" ihlali durumunda ise Türkiye'nin "Avrupa'dan karşılık" göreceğini iddia etti. Yani her zamanki Yunan kozuna geri döndü: Ankara'ya AB üzerinden baskı yapmak. Pazartesi yapılacak AB Dışişleri Bakanları toplantısında Yunan bakanın ülkesinin Doğu Akdeniz'deki çıkarları için canhıraş bir çaba göstereceği açık. Agresif Yunan tezlerinin AB'nin Türkiye politikasını esir alması Avrupa'nın uzun vadeli stratejik çıkarlarına zarar verdiği görüşündeyim. ABD'nin küresel rolünün değişimi, Transatlantik ittifakın dayanışmasının azalması ve Brexit ile birlikte AB, Çin ve Rusya ile yeni bir ilişki tarzı arıyor.Bu arayışta mülteciler ve güvenlik başta olmak üzere Türkiye ile ilişkiler Avrupa'nın geleceği için kritik önemde.
***
***
Hafter zayıflarken Rusya, Avrupalıların hatası yüzünden Libya denkleminde öne çıkıyor.
Rusya'nın Libya'da artan varlığı, NATO üyesi Türkiye'ninki ile kıyaslandığında, AB için daha tehlikeli. Bakalım Merkel, AB'yi toparlamak ve Türkiye ile ilişkileri canlandırmak için Macron ve Miçotakis'i ikna edebilecek mi?
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.