CARLOS Carvalhal maç öncesi "Braga'da sürpriz kadro ile rakibi şaşırttık. Madrid'de de kadro sürprizimiz olacak" demişti. Portekizli hocanın sürpriz dediği şey Veli'nin sol beke çekilip, Mustafa'nın tek forvet olarak ilerde bırakılmasıydı. Atletico Madrid'in teknik patronu Simeone dersine daha iyi çalışmış. Oyun planını Carvalhal'ın sürprizinin üzerine kurdu. Atletico, ilk yarı boyunca bütün ataklarını Veli'nin bölgesinden gerçekleştirdi.
Bu tabloya rağmen Veli eleştirilmesi gereken öncelikli isim değil! Carvalhal, Veli'yi en iyi olduğu ve dinamik bir güç kattığı orta sahadan alıp sol beke çekince Beşiktaş'ın gücünden bir değil, iki birim eksilme oldu. Sakatlıktan yeni çıkmasına rağmen İsmail'le başlaması en kötü ihtimalle %50 kazanç anlamını taşırdı ki; bunu tercih etmedi.
Simeone o açığı iyi gördü. Quaresma'nın sürekli ilerde kaldığını ve geri gelmediğini fark edince takımının ataklarını sağ kanada çekti. Veli ve Egemen'i zorladı. Quaresma'nın yanı sıra, orta sahadan da destek alamayan iki futbolcu ilk yarı belki de hayatlarının en kötü dakikalarını geçirdiler. Carvalhal'in 1-0'dan sonra bu açığı fark etmesini bekledik. Ancak Portekizli hoca ilk yarı takımının yediği üç golü bizim gibi izlerken hamle için ikinci yarıyı bekleme yanlışına da düştü.

YANLIŞTAN DÖNDÜ
Quaresma'yı çıkarıp İsmail'i sol beke alan, Veli'yi de orta sahaya çekerek ikinci yarıya başlayan Carvalhal, açığı kapatınca oyuna denge geldi. Veli o alandaki boşluğu doldurduğu gibi orta sahayı da kendine getirdi. Simao'nun golü ve Mustafa'nın kaçırdığı iki pozisyon bir hatadan dönmenin ne anlama geldiğini gösterdi. Bu noktada Mustafa'nın çıkartılıp, Quaresma'nın ileri çekilmesi hem takım, hem de kaybedilmemesi adına Quaresma açısından daha isabetli olabilirdi. 3-1'den 3-2'ye geçmek tur için çok önemli bir avantajdı. Beşiktaş, Holosko ve Edu ile bu şansı zorladı. Holosko kahraman olma fırsatını elinden kaçırdı. Kabul edelim ki; İstanbul'daki rövanşa zor bir 90 dakika kaldı...