Fenerbahçe'de başarısız süreç birçok iç tartışmayı gündeme getirdi. Önceliği Daum ve Aykut Kocaman tartışmaları alıyor. Aykut Kocaman'ın göreve geliş şekli ve Fenerbahçe'nin sportif direktörlük makamını kurması kulüp içinde yeni bir oluşum. Bunun neden kurulduğunun tartışmaları için geçen seneye bakmamız yeterli. Teknik adamla yönetim arasında koordinasyonu sağlayacak, oluşabilecek iç sıkıntıları kısa sürede çözebilmek amacıyla bu yola gidildi.
Fakat şimdi Aykut Kocaman'ın bu görevi bırakıp teknik direktörlük yapması konuşuluyor. Böyle bir sistem gerekli değilse ve Aykut Kocaman teknik direktörlük görevine getirilerek bu işten kolay vazgeçilecekse, bu kadar önemsiz bir şeyi Fenerbahçe neden uygulamaya çalıştı?
İşin genel görüntüsünün dışında şahsi düşüncem Fenerbahçe'nin bu sisteme devam edeceği yönünde. Keza Aykut Kocaman'ın da böyle bir ortamda bu tür bir riske girip başladığı yolu değiştirip başka bir yöne gideceğini düşünmüyorum. Çünkü bu tür gelgitler büyük kulüplerin gerçekten arzu edilen profesyonel yapılanmalarının önüne geçer. Bu kadar çabuk değişen önemli kararlar da camialara istikrar getirmez.

ACELE EDİLMEMELİ
Belki ne Fenerbahçe açısından ne de Aykut Kocaman açısından böyle bir durum gerçekten ortada yok. Fakat esas problem genel algının kamuoyu ve medyamızda bu şekilde yaratılması. Futbolumuzda temel olmasını istediğimiz profesyonelleşme düşüncesinden günü kurtarmak adına bir anda vazgeçilmesi.
Aykut Kocaman potansiyeli itibariyle Fenerbahçe'de teknik direktörlük yapabilir. Fakat bunun zamanlaması ve görev alma şekli böyle olmamalıdır. Sezon bittiğinde Fenerbahçe Aykut Kocaman'a teknik direktörlük görevini verir, sportif direktörlüğe de başka birini getirir ve sistem devam eder. Doğrusu da budur. Acele ile, baskı altında ve sonuçlarını bugünden kestiremeyeceğiniz anlık kararlarla uzun yol almak ve istikrar yakalamak kolay değil. Bu süreç hem Aykut Kocaman'a hem Fenerbahçe'ye hem de kulüp içinde kurulmak istenen profesyonel düzene zarar verir.