Acun Ilıcalı, Show TV ekranlarında yeni bir bomba patlatmaya hazırlanıyor. 11 Ekim'de ekrana gelecek "Devler Ligi" adlı programda bir dönemin ünlü futbolcularının kaptanlık ettiği takımlar, 13 hafta boyunca birbirleriyle mücadele edecekler. Maçların sonunda şampiyonluk ipini göğüsleyecek takım ise tam 1 milyon liralık ödülün sahibi olacak. Geçen hafta çekimlerin yapıldığı Ayhan Şahenk Spor Salonu'ndaydım. Tesis, kocaman bir stüdyoya çevrilmiş. Sahalar, soyunma odaları, koridorlar, kamera ve mikrofonlarla donatılmış. Karşılaşmalar 10 kamera ile çekiliyor. (Hatta tavanda bir de robot kamera var.) Eski şöhretlerin maçı dediysem, aklınıza öyle göbekli adamların gösteri amaçlı top geveledikleri karşılaşmalar gelmesin. Ben Hakan Ünsal ile Elvir Boliç'in takımlarının yaptığı ve müthiş bir çekişmeye sahne olan maçı izledim. Hiç abartmıyorum, bu sezon Turkcell Süper Ligi'nde böylesine heyecanlı, çekişmeli ve sert bir mücadele izlemedim. Cem Pamiroğlu'na, Ümit Davala'ya bayıldım. Ama en çok da karşılaşmaları yöneten Erman Toroğlu'nu takdir ettim. Bir yandan futbolun ciddiyetinden taviz vermiyor, öte yandan içinde bulunduğu organizasyonun bir televizyon programı olduğunu unutmadan sahaya ince ince renk katıyor. Erman Toroğlu'nu hem futbolculuğunda hem de hakemlik yaptığı yıllarda izledim. Keşke şimdi düdüğü eline alıp, birinci lige çıksa. Hakemliği öyle bir kıvama gelmiş ki, insanın maçı bırakıp, onu izleyesi geliyor. (Aslında genel kabul gören inanış, bir hakemin maçta "görünmez" olduğu oranda başarılı olduğudur. Ama konumuz Erman Toroğlu olunca tüm yerleşik hükümler bir anda yerle bir olabiliyor.) En ilginci ise bu kez sahadaki Erman Toroğlu'nun, yorumcu koltuğunda oturan Rıdvan Dilmen tarafından kritik edilmesiydi. Yani... Külahları değişmişlerdi...