Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

İki reklam iki mesaj

Son günlerde ekranlarda sıkça dönen bir sigorta reklamı var. Adam mütevazı otomobiliyle kırmızı ışıkta duruyor. Yanındaki kamyonun camından iriyarı, bıyıklı, elinde tespihle bir şoför sarkıp, bizimkine camı açmasını söylüyor. Korkunç şoför, "Birazdan sana çarpacağım. Şu ileride bir viraj var. Orası bizim buluşma noktamız olacak" deyip, bıyıklarını sıvazlayarak, vahşice gülümsüyor. İki araç, malum viraja doğru ilerlerken, dış ses "Kaza her zaman geliyorum demez. Siz en iyisi sigortanızı yaptırın" filan diyor. Bizim memlekette "trafik kazası" denilince akla hep kamyonlar ve kamyon şoförleri gelir. Tamam, istatistiklerde kazalara karışan araçların başında ağır vasıtalar geliyor. Ama cefakar uzun yol sürücülerini sürekli "günah keçisi" ilan etmek de insafsızlık. Bu reklamın kamyonculardan tepki göreceğini tahmin etmek içinse kahin olmaya gerek yok... Bir başka reklamda ise üzerlerinde Türk bayrağı bulunan astronotların bir okul bahçesinde top oynadıklarını görüyoruz. Zil çalınca, öğretmenleri onları derse çağırıyor. Meğer onlar çocukmuş ama hayallerinde hep astronot olmak varmış. Reklamın alt metnini "Çocukların yüreğine umut ve başarma azmi aşılamak, onları hayallerine ulaştırmak, öncelikle öğretmenlerin elindedir" şeklinde çevirebiliriz. Öğretmenler Akademisi Vakfı'na katkı sağlamaya yönelik kampanyanın konsepti güzel, içeriği ve görselliği etkileyici. Ama yine de insan düşünmeden edemiyor: Biz Türkler acaba bir gün aya ayak basarsak, hemen kaleleri kurup, futbol mu oynayacağız?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA