Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Böyle olur bizim oraların açılışı

Dünya Basketbol Şampiyonası'nın açılış gecesini eleştirmek için kalemimin ucunu sivriltirken, önce Ayşe Özyılmazel'in yazısını, sonra da Haşmet Babaoğlu'nun karşıt görüş içeren makalesini ana gazetede okudum. Ardından 20 yaşındaki okurum Tankut Yıldız'ın şahane eleştiri yazısı geldi. Altına imzamı atıp, "aynen" yayınlıyorum: "Merhabalar Yüksel Ağabey; köşenizde okurlarınızın fikirlerine yer verdiğiniz için, sizin de kimi yazılarınızda belirttiğiniz üzere bu konularda Marco Paşa gibi olduğunuzdan, televizyonla ucundan ilgisi olan bir derdimi size yazıyorum. Benim problemim, bu gece gerçekleştirilen (27 Ağustos Cuma) 2010 Dünya Basketbol Şampiyonası Açılış Töreni'yle... Bu açılıştan sonra bir daha başka bir organizasyona ev sahipliği yapabileceğimizi sanmıyorum ama olur da şansımız yaver giderse diye organizatörlere naçizane tavsiyeler vermek istiyorum:
Kesinlikle sunucu olarak Fatih Terim seçilmelidir. Hem bir spor adamı olduğu için daha manalı olacaktır, hem Tülin Şahin kadar global bir ünlümüzdür hem de en az onun kadar (!) İngilizce konuşabilmektedir.
Organizasyon tarihi yerel ya da genel seçimlere, en olmadı yine bir referanduma denk getirilmelidir ki; konuşma yapacak olan siyasetçiler rahat rahat propaganda yapabilsinler.
Bir dahaki sefere konuşmacılar sadece Platini'ye değil, tarih boyunca bize yanlış yaptığını düşündüğümüz herkese laf sokmalılar. Kofi Annan olur, George W. Bush olur, milli maçlarda yanlış karar veren FIFA hakemleri olur...
Konuşma yapması planlanan hiç kimse sahneye davet edilmesin, konuşmacıların hepsi spontane belirlensin. Böylece ne kadar "anı yaşayan" bir millet olduğumuz (!) ortaya çıkar.
Doğu-Batı sentezi klişesinden vazgeçmeyelim. Ajda Pekkan'a Topkapı damlarında dansöz elbisesi giydirdiğimiz günden bu yana oryantal tema bulundurmayan hiçbir evrensel organizasyonumuz olmadığı için mutlaka yine dansöz oynatalım. Nasıl olsa sonra bizi Araplar'la karıştırdıklarında kendi kendimize yeri yerinden oynatıp deşarj oluyoruz.
"Paramparça" biraz hareketli kaçmış. Bir dahaki sefere "Reh-i aşkında edip kaddim-i kütah gönül" gibi bir eser koyalım. Hem Klasik Türk Musikisi'ni de tanıtmış oluruz.

REJİDE KOMŞUNUN OĞLU
172 ülkede canlı yayınlanmış tören. Bence az gelmiştir, bir dahaki sefere Antarktika'ya falan da yayın yapılsın. Hani olur da oradan falan bir organizasyon vermeye kalkarlar, önceden önlemlerini alsınlar.
Salon rejisine bir dahaki sefere bizim üst komşunun ortaokula giden oğlunu alsınlar. Sanırım geçen dönem okulda elektronik konusunu bitirdiler, ışıkları en az bu seneki ekip kadar iyi kontrol edecektir.
Bir ricam da sizden olacak. Sosyal konulara duyarlılığınıza güvenerek söylüyorum, Fazıl Say için bir gece düzenleyip kendisine yeni bir piyano alalım. Zira kendisinin oldukça yakışacağı bir organizasyonda yer almadığı gibi, böyle bir gecede ülkemizi arabesk ile tanıttığımız için muhtemelen sinirden piyanosunu yemiştir...
Bunlar yerine getirildiği takdirde daha iyi bir açılış töreni yapılacağını sanmıyorum(!) Saygılarımla..."
(NOT: Üslubun biraz ağır olduğunun ve bazı kişi isimlerinin bu şekilde kullanılmasının sizin başınızı ağrıtabileceğinin farkındayım. Benim amacım biraz da içimdekileri dökmekti. Yayınlamamak, yayınlarsanız sansürlemek ya da sadece esinlenerek benzer bir yazı kaleme almak sizin elinizde olduğu için bu kadar rahat davrandım. Nasılsa siz bir yol bulursunuz)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA